info @ giresunguncel.com.tr

Ülkemizin en güzel bölgesinin en güzel ilinde yaşadığımızın farkında mıyız? Cennetten bir köşedir Giresun. Yaratanın nimetlerin en güzeliyle donattığı, yeşil ile mavinin kol kola girdiği, Karadeniz’in dalga seslerinin insana huzur verdiği güzide bir şehirde yaşıyoruz. Bunun içinde her an şükrediyoruz yaratana.
Coğrafyası çetin, arazi şartları zor bir şehirde insan, mücadele etmeyi çabuk öğrenir dostlar. Dağlar, birer set gibi engel olur ürün yetiştirmeye. Belki de bu yüzden yaratan, fındığı yerleştirmiş dağlarımıza. Hem de dünyanın en kaliteli fındığını. Başka bölge ve şehirlerde de yetiştiriliyor fındık. Ancak hiçbir bölgenin fındığı kalite olarak Giresun fındığını tutmuyor. Yağ oranı, lezzeti bambaşka.
Tabiat şartları gibi fındık yetiştiriciliği de zordur. Fındık ilgi ister, bakım ister, gübre, ilaç ister. Yağmuru sever ama çok yağışlı giderse havalar dökülebilir. Vaktinden sonra kar yağarsa yanabilir. Fazla güneş çabuk olgunlaştırıp içinin küçük olmasına neden olabilir. Yaratan bütün şartları hazırladığında en kaliteli ürünü alır emekçilerimiz.
Fındık zamanı gelince, yani ağustos ayında, bahçeler cıvıl cıvıl olur. İşçiler, ev halkı en çok ta çocuklar fındık için bahçeleri doldurur. Çocuklar hem eğlenir, hem de dedelerinin verdiği fındığı satıp bisiklet almanın hayalini kurar. Bütün şehir köylere taşınır. Fındık harmanları şenlik yerlerine dönüşür.
Fındığın dalda başlayan macerası, kabuğundan ayrılıp harmanda kuruyup, çuvala girinceye kadar devam eder. Yaratan yeşil çotanakların içine kabuğuyla saklamıştır fındığı. Çuvallanan fındık, satılır, bir kısmı çerezlik olmak üzere saklanır. Çerezlik olanı tatlı yapımında, sütlaçların üzerinde ya da kavrulmuş olarak, zevke göre tüketilir. Sağlık açısından da çok faydalıdır fındık. Enerji verir, cildi güzelleştirir. Kabuğu bile yüksek enerjisiyle yakacak olarak kullanılır.
Zahmetli bir üründür fındık. Ne kadar özen gösterirsek bakımına, o kadar kaliteli ürün verir bize. Satıldığında para demektir.
Tarım ürünlerinden zekat vermek, yaratanımızın emridir, dostlar. Miktarını peygamberimiz belirlemiştir zekatın. Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde onda bir, kova ya da elle sulanan toprak mahsullerinde yirmide bir öşür vermek gerekir. Miktar olarak ta en az 653 kilo fındığımız olmalıdır. Gerçi mezhep imamımız Ebu Hanife ürün kaç kilo olursa olsun öşrünü vermek gerekir demiştir. Ölçüler açıktır dostlar. Dileyen 653 kilonun altındaki fındığından da öşür verir. Bu kilonun üzerine kesin öşür vermek gerekir. Zaten az fındığım var, bir de öşür verirsem hep azalır düşüncesi doğru bir düşünce değildir. Rabbim rızasına uygun hareket edersek ürünlerimizi bereketlendirir, artırır.
Her şeyin zekatı vardır dostlar. Bedenin zekatı namazdır. Hayatın zekatı şükürdür. Sağlığımızın zekatı, ibadetlere dört elle sarılmaktır. Tarım ürünlerinin de belirlenmiş zekatlarını, şartlarına uygun, güvenilir yerlere vermek gerekir.
Rabbim bu seneki fındık hasadımızı bereketli eylesin. İşlerimizi kolaylaştırsın. Sınırları ihlal etmeden, komşunun fındığına, bahçesine yan gözle bakmadan, ürünümüzü harmana getirmeyi nasip eylesin. Bilerek topladığımız komşunun fındığı, cehennem ateşi olup bizi yakar kavurur dostlar. Rabbim her şeyin helalini nasip eylesin.
Hayırlı cumalar dostlar.