Okullar tatile girdi. Çocuklarımız yıl boyu çalıştılar, şimdi dinlenmeyi, eğlenmeyi hak ettiler. Yaz tatili başladı. Tatilde farklı etkinlikler yapabilir yavrularımız. Bu etkinliklerden birisi de Diyanet İşleri Başkanlığımızın açtığı Yaz Kuran Kurslarıdır.
1 temmuz itibariyle yaz kuran kurslarımız başlayacak. Camilerimiz, kurslarımız çocuk sesleriyle şenlenecek, çiçek açacak adeta. Çocuklarımızı karşılamak için, balonlar, çikolata ve şekerler hazırlanacak. Allahın kelamını öğrenecek yavrularımız. Değerler eğitimi alacak. Oyunlar oynayacak, yeni arkadaşlar edinecek. En önemlisi de dini konularda geleceğine dair ilk bilgileri belki de yaz kursunda öğrenecek. Ben namaz kılmayı yaz kursunda öğrendim, otuz iki farzı yaz kursunda ezberlemiştim, hala unutmadım gibi sözleri duyarız hep. İşte belki de en çok bu açıdan yaz kursları önemlidir. Çocuklarımız dini bilgileri yaz kurslarında ediniyorlar. Aile bu konuda gayretli ise çocuğuna öğretiyor bazı şeyleri. Yoksa çocuk yaz kurslarında öğrendikleriyle yaşamaya çalışıyor dinini.
Dinimiz konusunda düştüğümüz en büyük hatalardan biri belki de birincisi, doğru kaynaklardan öğrenmememiz dinimizi. Duyduklarımızla, örf ve adetlerimizle yaşamaya çalışıyoruz. Halbuki Allah bizlere kitabımız Kuranı ve peygamberimiz Hazreti Muhammedi göndermedi mi? Peygamberimiz bizlere veda ederken size iki emanet bırakıyorum. Onlara sahip çıkarsanız asla yolunuzu kaybetmezsiniz. Bu iki emanet Kuran ve Sünnetim dememiş miydi?
İşte bu iki emanete nasıl sahip çıkmamız gerektiğini küçük yaşta öğretmeliyiz yavrularımıza. Bunun içinde yaz kursları çok önemlidir. Bazen çocuklarımız ben büyüdüm, bu sene kursa gitmek istemiyorum diyebilir. Tatlı dille ikna edelim onları. Önemini anlatalım onlara. Hem yaz kursuna gidip, hem de dinlenebilecekleri ortamlar hazırlayalım. Mükafatlandıralım gücümüz nispetinde.
Çocukluğumun yaz kurslarını hatırlıyorum. Hocamız yeni bir ezber verdiğinde hemen o anda yapardık ezberimizi. Halbuki yarının dersidir o ezber. Teneffüs saatlerinde kahvaltı yapmış olmamıza rağmen içilen gazoz ve yenilen simidin tadı hala damağımda duruyor. Hocamız babamızdı aynı zamanda. Hocanın kızı olmak ayrı bir sorumluluk yüklerdi omuzlarımıza. Yasak olan şeyleri yapmamamız gerekse de en çok biz çiğnerdik o yasakları. Koşmak yasak, terlemek yasak, derste konuşmak, gülüşmek yasak. Bu yasaklar sağlımız içindi, bizim içindi.
Evet dostlar yaz kursları başlıyor. Çocuklarımızı kurslarımıza yönlendirelim. Evden çıksınlar da nereye giderlerse gitsinler anlayışıyla değil, kitabını öğrensin, ahlaklı bir Müslüman olsun anlayışıyla gönderelim kurslara. Kurstan geldiğinde bu gün ne öğrendin? Hadi duanı bana da oku diyerek pekiştirelim bilgilerini. Yavrularımız. Göz bebeğimiz onlar. Eğitim öğretim döneminde yoruldular. Şimdi yaz kurslarında hem öğrenecek, hem de dinlenecekler.
Biz hazırız, camilerimiz, kurslarımız, hocalarımız hazır. Peki sizler hazır mısınız? Allahın emaneti yavrularımızı geleceğe en güzel şekilde hazırlamaya var mısınız? Öyleyse haydi yaz kursuna.
Rabbim evlatlarımıza zihin açıklığı versin, onları her türlü tehlikeden muhafaza eylesin duasıyla. Hayırlı cumalar dostlar.