TFF 1. Ligde 10’ncu haftayı geride bırakırken, biz 9 maçta topladığımız 15 puanla klasmanda 7’nci sıradayız. 10 maç oynayan lider Altınordu’nun da 20 puanı var. Pandemi gölgesinde oynanan ligde henüz kopan bir takım yok. Play-off hattında yer alan takımların birbirlerine bariz bir üstünlük sağlayamadıkları açıkça görülüyor.
Ligin ilk 10 maçlık periyoduna bakıldığında, hiç te hesapta olmayan takımların üst basamaklarda yer aldığını görüyoruz. Lige mütevazi kadrolarla giren bir Altınordu, bir Tuzlaspor, bir Keçiören ve bir İstanbulspor, eğer bugün üst sıralarda bulunuyorsa, bu ligde çok şeyin değişeceği muhakkak. Ligin fenomenlerinden Adana Demirspor, Altay ve Samsunspor gibi takımlar henüz raylarına oturmadılar. Biz ise bir ileri, iki geri play-off çevresinde dolanıp duruyoruz. Pandemi gölgesinde oynanan seyircisiz maçlarda henüz havamızı bulamadık. Bu yüzden de boş yere kayıplar yaşadık. Bizim gibi diğer takımlar da kayıplar verdi. Artık bu ligin akışı böyle olacak.
Giresunspor’un daha iyi konuma gelmesi için rotamızı ona göre belirlemeliyiz. Elimizdeki mevcut kadroyla bu ligde söz sahibi olacak konumdayız. Ne var ki, geride kalan 9 haftada henüz iddiamızı ortaya koyacak bir oyun ve takım kurgusu sergileyemedik. Her maçta sıkıntı çekiyoruz, ortaya göz okşayıcı ve sonuca gidici bir futbol koyamıyoruz.
Halbuki,Giresunspor’un artık kendisini rakiplere kabul ettirmesi ve lige ağırlığını koyması gerekir. Şimdi önümüzde 15 günlük süreçte çıkacağımız 5 maç var. Ligdeki rotamız bu maçlarla belli olacak. Eğer bu ligde biz de varız diyorsak, bunun gereğini yerine getirmek durumundayız. Ligde deplasman-kendi saha mefhumu yok, o yüzden her maça iddialı ve 3 puan için çıkmalıyız. Rakibimiz kim olursa olsun, biraz cesaretli ve baskılı bir oyun ortaya koymalıyız. Hiçbir takım sahaya yenilmek için çıkmaz, herkes kazanmak ister. Ancak, bunu sağlamak için 90 dakika canla-başla mücadele verip, ele geçirilen fırsatları değerlendirmek gerekir. Önümüzde İstanbulspor ve Altay maçları var. Bu maçlar bizim geleceğimiz açısından çok önemli. Kendine güvenen ve ben bu ligde iddialıyım diyen bir Giresunspor, hem İstanbul’da ve hem de İzmir’de 3 puana ulaşmak için mücadele vermelidir. Rakibin bugünkü konumları bizi ürkütmesin, onlardan aşağı tarafımız yok; hatta onlardan daha üstün bir takımız. Takımımız bu maçlarda baskılı oyunu ve presi tercih etmeli ve rakibe göz açtırmamalı. Sahada 90 dakika yüreğimizle mücadele verip, rakibimizi alt etmeliyiz. Bu maçlarda biz rakiplerimizden değil, onlar bizden çekinmeli ve Giresunspor’un ne kadar güçlü olduğunu görmelidirler. Maç, takım oyunu ve hep birlikte mücadele ile kazanılır. Sahaya çıkan her futbolcu formasının hakkını vermeli ve takımını başarıya taşımak için 90 dakika boyunca koşmalıdır. Artık bundan sonraki maçlarda takımımızdan ve bu zamana kadar kendini gösteremeyen futbolcularımızdan patlama bekliyoruz. HaydiBalde, haydi Caner, haydi kaptan; artık gösterin kendinizi ve gerçek kimliğinizi! Siz, bu değilsiniz, takımın size ve gerçek futbolunuza ihtiyacı var. Nerdesiniz, çıkın ortaya ve işte ben buyum deyin. Sizden çok şeyler bekliyoruz, maçın kaderini her an değiştirecek futbolcularsınız. Bizim size güvenimiz sonsuz, sizler de bu güvenimizi boşa çıkarmayın. Haydin Çotanaklar, İstanbul’da ve İzmir’de coşun ve bizleri sevindirin…
Üst üste deplasmanda oynayacağımız İstanbulspor ve Altay maçları, bizim kader maçlarımız olacak…
26 Kasım 2020, Perşembe - 14:13