giresunguncel @ gmail.com

1920’li yılların sonlarında, Doğu cephesinde ve 1921 yılı başlarında, Batı cephesinde elde edilen başarılar, Mustafa Kemal tarafından 1921 yılının “Milli sene” olarak ilan edilmesine neden olmuştur.

Uzun ve zorluklarla dolu yolun sonu artık görülmeye başlamıştır. Kalplerdeki ümitler eylemde ki ümitlere dönüşmüştür. Bu nedenle “Anadolu’da Yenigün” gazetesi kendisini ve bütün milleti “Milli bağımsızlık eserinin fedakar işçileri” olarak tanımlamış “Bağımsızlık, bağımsızlık” yazıları yayımlanmıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde evlattan daha önemli olan vatanı vatan yapma mücadelesi olan “Kuvayı Milliye” harekatı gelişmeye başlamıştır.
(Anadolu Yenigün Gazetesi) 3 Mart 1921.
Şimdi o kara günlere Türk’ün esir edilip, ABD mandası yapılmak istendiği günlere dönüp, Türk vatanseverlerinin ülkesi için neler yaptığını yorum eklemeden Times Gazetesi’nden okuyalım;
Genç Türkler tekrar iktidarda; Milliyetçi Lider Mustafa Kemal Paşa, son zamanlarda Anadolu’nun bir çok kısmında ya da İttihat Terakki Fırkası ile ittifak yapmıştır ki, memleketi viraneye çeviren bu fırka İstanbul’da iktidardan uzaklaştırılmıştır. Mustafa Kemal eşkıya kuvvetlerini kontrol altına almak için Samsun ve Trabzon’a gönderilmişti. Orada hükümetin emirlerine itaat etmeyi reddederek kanuna karşı gelmişti. Bunun üzerine o doğu vilayetlerine iktidarı gasp etti ve milliyetçiler İstanbul hariç olmak üzere Anadolu’nun gerçek idarecileri oldular. İstanbul marşımızın da ilk bestekarlarından olan İzmirli İsmail Zühtü’nün yaptığı İzmir bestesi, o yıllarda herkesin dilinde dolaşıyordu;
“İncil mi koydular Kur’an yerine?
Hep haç mı taktılar minberine?
Düşman sövüyor mu makberlerine?
Almadım çoktandır haber İzmir’im
İzmir’im, İzmir’im, güzel İzmir’im
….
İzmir’im gitti mi, duruyor musun?
Feryad ediyoruz, duyuyor musun?
Neden susuyorsun, uyuyor musun?
Uyan gün batıyor uyan İzmir’im,
Bak doğan güneşler alkan İzmir’im.”
O günler bütün vatan sathı gibi İstanbul’da kan ağlayan bir vatan köşesi idi. Daha sonraları ünü dünyayı tutan Nazım Hikmet’in bile uzun bir şiiri İzmir içindir.
“Bir deniz ki yol vermiş hakanının altında
Şahit olmuş Fatih’in koca saltanatına
Sahilde üç kişiyiz; Ben,
Bir delikanlı bir de ihtiyar
İhtiyar ah İzmir dedi ufka daldı
Delikanlı sarsarak bu ufka dalan piri
Dedi ne yana düşer bana göster İzmir’i”
Bu uzun şiirin milli mücadele yıllarında, Ankara’da yayınlanan tek gazete olan Hakimiyet’teki yayının altında şairine hitaben şu satırlar vardır; ‘Hey babayiğit delikanlı, İzmir’i mi kurtaracaksın tek başına? İzmir çoktan kaybedildi Kütahya, Afyon, Bursa, Eskişehir düşman istilası altında. Vatanın her köşesi acılar içinde, Ankara önlerinde bir avuç insan yeryüzündeki son Türk devletinin son kalesini savunuyor. Her taraf acılar içinde çocuk.’
Kurtuluş Savaşı yıllarında bu İzmir özlemi öylesine bütün ülkeyi sarmıştı ki İzmir’in ateşli bir evladıolan Süvari kolordusu Komutanı Fahrettin Altay’ın ordusunda bir akınca olu komutanı olan Yıldırım Kemal arkadaşlarına Kütahya Savaşları’nın en yoğun bir anında şunları söyler; ‘Ben İzmir’siz yaşayamam. Amma İzmir’in kurtuluşunu göremeyeceğim. Çünkü insan en büyük idealine ancak yaklaşırmış fakat ulaşamazmış. Fakat siz İzmir’in kurtuluşunu göreceksiniz.’
Arkadaşlarının sert çıkışı karşısında susar. Fakat 3 gün sonraki Afyon çatışmalarında en önde saflarda şehit olmuştur. Fahrettin Paşa Kurtuluş Savaşı anılarında bu kahramanın şehit olduğu günleri onun adını zikrederek anlatır. İzmir kurtarılmıştır. Türk ileri hatlarında savaşan Yıldırım Kemal’in arkadaşları kan ter içinde İzmir’e girerken yaşlı bir adam elinde bir Türk zabitinin resmini göstererek onlara sorar: “Bul benim oğlumdur, adı Yıldırım Kemal’dir, onu tanır mısınız, gördünüz mü?”
Yoluna çıkan her nefere her Türk zabitine aynı soruyu soran bu ihtiyara Şehit Yıldırım Kemal’in açıklamaları şu cevabı verirler; “Biz hepimiz bir Yıldırım Kemal’iz baba, gel bizi öp, bize sarıl”
İhtiyar şehit babası durumu anlar ve oğlunun her arkadaşına sarılıp onlarla hasret gidermeye çalışır. Afyon’da tren istasyonunda Yıldırım adını taşır. Şehit olduğu yerde ismi yaşatılmaktadır.