Büyük ve kanlı Sakarya Savaşı; 23 Ağustos ve 13 Eylül 1921
Osman Ağa, Sakarya Savaşı’na katılmıştı. Osman Ağa kumandasındaki 47. Alay bir grup kumandanı İzzettin Çalışlar, Hüseyin Avni Alparslan kumandasındaki 42. Alay ise grup kumandanı Yusuf İzzet Paşa emrine verildi.
Giresun alayları, Haymana Cephesi’nde iken, Eynesil, Görele, Tirebolu, Espiye, Keşap ve Bulancak ilçelerinden 1901 doğumlu olan 350 gönüllü Haymana Cephesi’ne gelerek Giresun alaylarına katılmıştır. Giresun alayları 400 kişilik 2 bölük Samsun ve çevresindeki Pontus eşkıyasının yeni çiğli için bırakılmış ve kalan taburlarıyla Sakarya Cephesi’ne katılmıştır. Alaylara yeni katılanlar hariç toplam mevcudu ise 3 bin 951’dir. Yeni katılanlarla birlikte ise 4 bin 301 neferdir.
12 Eylül 1921’de savaşın 21.günü
Yedek Subay Yahya Nüzhet 11 Eylül’de Yunan Ordusuna karşı yapılan savaştan sonra yazdığı şiirinde belirttiği gibi bir yıl sonra İzmir önlerinde şehit düştü ve kan isteyen bayrak için kanını verdi;
“Vatan için ölmeyen yaşamaz an,
Bu yurttan daha mı değerlidir can?
Biz Türk değil miyiz, bozuldu mu kan?
Bu vatan kurtulmak, kurban istiyor, Bayraklar solmuş, hep al kan istiyor.”
Merhum Şehit Binbaşı 42.Giresun Alay kumandanı olarak Samsun ve çevresindeki Pontus eşkıyaları ile amansız mücadele eder ve Çarşamba’da kolundan yaralanarak Gazi olur, buradan 14 Temmuz 1921 günü Sakarya Savaşı’na katılmak üzere Ankara’ya hareket etti. Zor günleri Yahya Kemal şiirinde şöyle tanımlıyor;
“Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi!
Ta ki yükselsin ezanlardan müeyyed namın,
Galip et çünkü bu son ordusudur İslam’ın.”
Milli Mücadele sırasında 42 ve 47 Giresun Alayları
Alayların toplam mevcudu konusunda çeşitli rakamlar ortalıkta dolaşmakta, maalesef Genel Kurmay kayıtları da birbirini tutmamaktadır. Dönemin canlı tanığı Sarıbayraktaroğlu, Sakarya Savaşı öncesinde 42 ve 47’nci alayların toplam mevcudunun beş bine yakın olduğunu 42. Alayın asker kıyafetli, 47. Alayın birinci taburu yerel aba zıpka kıyafetli, ikinci ve üçüncü taburlarının ise askeri kıyafetli olduğunu yazmıştır. Başlangıçta Giresun Nizamiye Alayı olarak kurulan ve mevcudu artınca, merkez ordusu tarafından 42 ve 47 alaylar olarak yeniden üçer taburlu olarak düzenlenmiştir. Sakarya Savaşı öncesinde 1921 yılı Pontus çetesi tenkilinde görev alan Giresun Alayının 2.taburu mevcudu 951, 42. Alay mevcudu 1500, 47.alay mevcudu ise 1500 olmak üzere toplam 3 bin 951’dir.
Sakarya Savaşı sırasında da 50 Giresunlu gönüllü cepheye gelerek savaşa katılmıştı. Ayrıca Giresunlu olarak Muhafız Birliği’nde 200 görevli nefer bulunuyor. Böylece mevcut 4 bin 501’ ulaşmaktadır.
Çanakkale’de Cephede Namaz-2
“Başındaki kabalağın gölgesine gömülen,
Süzük gözler dikilmişti o süngüden mihraba
Hakkın büyük divanında eli bağlı dururken
Artık o, can kaygısını almıyordu hersaba.
…
Allah Allah bu ne yüksek bir imandır Ya Rabbi!
Bir Müslüman ne büyük bir kahramandır Ya Rabbi!
…
Kahramandır çünkü toplar etrafında patlarken
Zerre kadar titremedi namazını bozmadı
Dört yanına ateş saçan türlü türlü afetten
Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı.
…
Onun böyle tevekkülü bana pek çok dokundu,
Yüreğimi bir şey ezdi, iki gözüm sulandı.
…
Potinleri yanındaydı… Onun büyük saygısı
Kunduralı ibadeti görmüyordu münafık
Böyle bir yüreğin bütün işi, kaygısı
Elbet Hakkın rızasına olmasıydı mutabık.
…
Kuru toprak üzerinde kundurasız kılınan
Bu namazın pek uygun bir Kubbesiydi asuman!
…
Yaradana karşı boynu bükük duran bir nefer
Korku bilmez bir yiğitti, hürmetlerle eğildim
Duasına mutlak amin diyorlardı melekler,
Kendimi pek fazla gördüm, ususl usul çekildim.
…
Ben giderken kulağıma kulağıma değdi onun sadası,
(Allahümme Salli Ala Seyyidina) duası
Şimdi hala nerede bir kalabalıklı askeri
Görse gözüm, hatırlarım o kahraman neferi!”
Ahmet Nedim(1915)