1912 Balkan Savaşları’na Giresun’dan 63 gönüllü arkadaşıyla katılan Osman Ağa, Çatalca önlerinde top mermisinden dağılan, şarapnel parçasıyla sağ bacağından yaralanmış ve diz kapağını kıramadan yürüdüğü için topal kalmış, Balkan Savaşı gazisidir. Bu tarihten sonra lakabı Topal Osman olarak söylene gelmiş gözü pek cesur, mert bir adam olarak tanınmıştır.
Balkan Savaşlarından sonra yöne gönüllü birlikler kurarak Giresun’dan topladığı adamlarıyla Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Ruslara karşı savaşmıştır. İdeolojik tarihçiliğin Türkiye’de yarattığı bilinç kaybı veya saptırmalardan biri de Cumhuriyet’in kurulmasına 6 ay kala Ankara’da işlenen siyasi bir cinayetle ilgilidir. Atatürk’e muhalefeti ile bilinen Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey’in öldürülmesi meselesidir. Olayın kesin faili belli değildir. Katil ya da katiller yakalanıp mahkeme edilmemişlerdir.
Cinayet zanlısı olarak Atatürk’ün 1921’den, cinayetin işlendiği 1923 Nisan’ına kadar Muhafız Koruma Birliği Kumandanı Milis Yarbay ‘Topal’ lakabıyla anılan Osman Ağa gösterilmiştir. (Kaynak:Yeniçağ Gazetesi 30 Mart 2019-Ahmet Gürsoy)
Osmanlı Devleti 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesiyle teslim olunca, ordunun silahları toplanmaya başlamış, yerel jandarma kuvvetleri İstanbul’daki İngiliz gözetiminde görev yapar hale gelince o günlerde Havza’ya çıkan Mustafa Kemal’le irtibata geçerek, Giresun Belediye Başkanlığını devralarak, gönüllülerinden oluşan bir sahil güvenlik ve emniyet teşkilatı kurmuştur.
O tarihlerde Trabzon Metropoliti Hirasantos’un, Batum ve Rusya’dan Trabzon ve Giresun sahillerine yerleştirmeye çalıştığı Rum göçlerini engellemiş, gizli kaçak yollardan yerli Rumları silahlandıran Etniki Eterya, Pontus gibi örgütlere göz açtırmamıştır.
Kurduğu sahil güvenlik teşkilatı, hem polisiye görev yapmış hem de gece gündüz bütün sahili kontrol etmiştir. Giresun’dan o günlerde bağlı bulunduğu merkezi, Trabzon’a telgraflar çekerek Müdafaayı Hukuk teşkilatlanması yapılmasını önermiş ve hem Giresun hem de il merkezi olan Trabzon’da 19 Şubat 1919’da bu teşkilatı kurmuştur.
Erzurum Kongresini desteklemiş, Giresun’dan delege gönderilmesini sağlamış, yetmemiş oraya yapılacak operasyonlara karşı, anında Giresun’dan destek birliği göndererek Mustafa Kemal’in sırtını kollamıştır. Mareşal Fevzi Çakmak’la bağlantı kurarak, Giresun gönüllülerinden oluşan alayları kurmuştur. Bunlardan 42. Giresun Gönüllü Alayı Binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan kurmuş ve yönetmiş, diğer 47. Giresun Gönüllü Alayını da Binbaşı rütbesi taşıyan Osman Ağa kurmuş, her ikisi birlikte kurulan alayların Giresun’da eğitimlerini sağlamışlardır.
Bunun dışında 1921 yılında Çankaya Muhafız Bölüğü’nün ilk askerleri ve Atatürk’ün ilk yakın koruma birliğini yine Osman Ağa sağlamıştır. Bu bölük sonra alay olacak kadar büyütülmüştür.
Atatürk’ün yakın koruma birliği, Ali Şükrü olayına kadar görevini sürdürmüştür. Sakarya Savaşı’ndan önce Karadeniz de (özellikle Samsun havalisinde) kan kusturan Merzifon Amerikan Kolejinde izcilik faaliyetleri adı altında örgütlenen Rum-Pontus çetelerinin yuvaları onun tarafından dağıtılmış, düşman Sakarya’ya doğru ilerlerken Tokat-Erbaa bölgesinde baş gösteren Koçgiri isyanını, Merkez Ordusu Kumandanı Nurettin Paşa emrinde bastırmışlardır.
Ali Şükrü’yü kim öldürdü?
Bu sorunun cevabı şu sorularda yatıyor;
Yaralı olarak teslim olan Osman Ağa’yı oracıkta kim kasığından vurdu?
Ardından kim kurşun sıkarak öldürdü ve mahkeme edilmesini engelledi?
Daha sonra kim ya da kimler ölmüş bir adamı ayaklarından meclise yakışmayacak bir tavırla, meclisin önüne astırdı?
İşte Ali Şükrü Bey’in katili bunları yapanlardır. Yoksa güvenlik kuvvetlerince yakalanan bir katil zanlısı neden öldürülsün?
Osman Ağa’yı katil gören TRT’ye ve tüm ideolojik tarih manipülasyoncularına şimdilik soracaklarımız budur…
(Kaynak: Yeniçağ Gazetesi 30 Mart 2019-Ahmet Gürsoy)