Oruç tutan kişiler için beslenme alışkanlıklarının değiştiği Ramazan ayında sağlıklı beslenmek daha da önemli hale geliyor. Peki hangi sıvıları tüketmeliyiz? Hangi yiyecekleri soframıza dahil etmeliyiz? İşte ramazanda sağlığınıza sağlık katacak o besinleri sizler için derledik.
Bulgur: Demir, fosfor, potasyum, kalsiyum, demir, bakır, çinko, magnezyum, posa ve B grubu vitaminlerini içerir. Vücudumuz için enerji üretiminde yer alır. Ramazan döneminde kan şekerini hızla yükselten basit karbonhidratlar yerine, vitamin ve mineraller açısından oldukça kıymetli kompleks karbonhidrat olan bulgur tercih edilmeli. Pirinç ve makarnaya göre besleyici değeri yüksektir. Ramazan döneminde uzun süre aç kalındığından glisemik indeksi çok yüksek olmadığı için kan şekerini hızla yükseltmeyen bulguru daha çok tercih etmeliyiz. Lif içeriğinden dolayı hazmı kolaylaştırır. Bağırsakların geç çalışmasını önleyerek sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. İçerdiği B grubu vitaminlerinden dolayı sinir sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Besleyici değeri makarna ve pirince göre daha yüksektir. Cilt sağlığı için de önemli bir besin kaynağıdır.
Kabak: 100 gram kabağın ortalama %90-92’si sudur. Sindirimi oldukça kolay ve hafif bir sebze olması nedeniyle diyet yapanların gözdesidir. İçeriğinde potasyum, fosfor, demir, kalsiyum, posa, A ve C vitamini vardır. İçerdiği liften dolayı mükemmel bir sebzedir. Ramazan ayında tembelleşen bağırsakların çalışmasını düzenleyerek kabızlık problemini giderir. Basur şikâyetlerini de en aza indirger. Sindirimi ve hazmı kolay olduğu için sindirim sistemini düzenler. Kansere yakalanma riskini azaltır. Yüksek kan şekeri ve tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.
Enginar: Enginarın sağlığımıza yarattığı faydaları artık herkes biliyor. 100 gram enginarın yaklaşık 85 gramı sudur ve yaklaşık 50 kalori içerir. Bu yüzden zayıflama diyetlerinin de baş tacıdır. Besin ögeleri bakımından lif, kalsiyum, demir, fosfor, potasyum, A-C ve B1 vitaminlerini içerir. Lif oranı yüksek olduğu için hem bağırsakların çalışmasını sağlar hem de uzun süre tok tutar. Karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur. Hazımsızlık ve diğer sindirim sistemi hastalıklarının azalmasına neden olur.
Diüretik etkisi vardır. Vücuttan toksik maddelerin atılmasını sağlar. Antioksidan oranı yüksek olduğu için bağışıklık sistemini güçlendirir. Kolesterol üzerine olumlu etkileri vardır. Bu dönemde taze ulaşabildiğimiz enginarı isterseniz haşlayıp salatalara ilave ederek, isterseniz zeytinyağlı yemeğini ya da zeytinyağlı dolmasını yaparak tüketebilirsiniz.
Yumurta: Yeterli ve dengeli beslenmede vücuda gerekli olan besin ögelerinin neredeyse tamamını vermesi nedeniyle mükemmel bir besindir. Yumurtanın içindeki protein sindirildikten sonra vücut proteinine dönüşerek vücut yapılarında kullanılır. Bu yüzden anne sütünden sonraki en kaliteli protein kaynağıdır ve örnek protein olarak nitelendirilir.
Yumurta proteini vücutta üretilmeyen ve mutlaka dışarıdan besinlerle alınması gereken esansiyel amino asitleri de içerir. Yumurta yağı doymuş ve doymamış yağ asitlerinden oluşur. Bu da sinir hücreleri için önemlidir. Yumurta sarısı doğal kolesterol içerirken beyazında kolesterol bulunmaz. Yumurta vitamin ve mineral açısından da çok zengindir. Yumurta sarısında A, D, E ve B grubu vitaminleri, yüksek oranda fosfor, kalsiyum, demir, bakır, çinko mineralleri bulunurken yumurta beyazında ise B3 vitamini, potasyum, magnezyum vardır. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur. Göz sağlığı, kas kemik yapısı, kan üretimi için baş mükemmel bir besindir. Yumurta örnek protein kaynağı olması nedeniyle bebek ve çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişimi olumlu yönde etkiliyor. Protein içeriği yüksek olduğundan dolayı doygunluk hissi artar, tokluk süresi uzar. Bu nedenle sahurda tüketebileceğimiz en önemli protein kaynaklarından biridir.