info @ giresunguncel.com.tr

On beş temmuz her açıdan sıcak bir geceydi dostlar. Erken uykuya daldığım, akşamın ağırlığını uyuyarak atmak istediğim gecelerden biriydi. Tatlı uykum eşimin gelişiyle kabusa döndü bir anda. Darbe oluyor kalksana.
Neye uğradığımı şaşırdım bir anda. Şaka yapıyorsun değil mi dedim. Bunun şakası olmaz dedi ciddi ve endişeli bir şekilde. Nasıl yani. Cennet vatanımda birileri kaos yaratmaya, darbe yapmaya, ülkemde iktidarı darbe ile değiştirmeye yelteniyordu. İlk defa 42 yıllık ömrümde canlı canlı darbe olayına şahit oluyordum. Askerler boğaz köprüsünü kapatmış, tanklar kışlalarından kendi halkıyla savaşmak üzere yola çıkarılmıştı. Ankara ve İstanbul’da jetler kendi halkına bomba yağdırmaya başlamıştı. Uykusuzluk yerini büyük bir korkuya bıraktı. Televizyon başında devlet büyüklerimizden bir haber beklemeye başladık. Saatler geçtikçe korkumuz katlanıyordu. Sonra cumhurbaşkanımızın bunun bir darbe girişimi olduğunu ifade ettiği cep telefonu konuşmasına şahit olduk. Tüm halkımızı yaşadıkları şehirlerin meydanlarına davet ediyordu. Zaman durmak değil, meydanlara akma zamanıydı. Biz de Giresun meydanına akın ettik hep birlikte.
O geceye dair yaşadıklarımızı satırlara sığdıramayız dostlar. Özetle ifade edersek, yaşadıklarımızı anlamamız ve anlamlandırmamız çok zor oldu. Korku, endişe, aldatılmışlık duygusu. Karmakarışık duygularla gelecek haberlere yoğunlaştık. O gece korktuğum kadar,hayatımın hiçbir döneminde korkmamıştım. Kendi halkını imha etmeye kararlı askerler bu vatanın evlatlarıydı. En acı olanı da buydu dostlar. Yıllarca dost görünüp, dini duygularımızı istismar eden bir terör örgütü, askerlerimizi halkının üzerine sürüyordu. Milli iradenin temsil yeri olan meclisimizden tutunda, pek çok kilit nokta bombalandı. Vatan savunmasında o gece, her yaştan insanımız canını hiçe sayarak sokağa çıktı. Kadınından erkeğine, gencinden yaşlısına yüz binlerce insan şehit olmayı göze aldı. Bu toprakların şehit kanlarıyla sulanmış olma gerçeğinin en yakın şahididir on beş temmuz.
Kıymetli dostlar,yaşanmaması gereken bir gece yaşandı on beş temmuzda. İbret alınması gereken bir gece. Uyanık olmamız gerektiğini, dinimizi imanımızı doğru yerlerden öğrenmemiz gerektiğini anlatıyor bizlere. Din, istismara en açık alandır dostlar. Yumuşak noktamızdır. Allah, peygamber diyorsa birileri biz hemen inanırız, kendimizden görürüz. Ne istiyorsa vermeye, her türlü fedakarlığa razı oluyoruz kayıtsız şartsız. Müslüman akıllı olmalıdır dostlar. Cemaatler, tarikatlar, dini guruplar. Samimi olanlarına lafımız yoktur ancak inancımıza ters gelen uygulamalarına yanlış diyebilmeliyiz.
Rabbim hepimize akıl vermiş, dinini anlatsın diye kitap ve peygamber göndermiş. Kimse bizim yerimize düşünmesin dostlar. Aklımızı birilerinin kullanımına bıraktığımızda, dini duygularımızı istismar etmeleri için büyük bir fırsat vermiş oluyoruz onlara. İyi ve güzel olan her şeyi aldılar elimizden. İbadetlerimizle oynadılar. Gençlerimizi görev aşkı diye ailelerinden kopardılar. İmam, cemaat, vaiz, kurban daha pek çok kavramın içini boşalttılar. Bütün bunları dinde kardeşiz diye yaptılar.
Korkmayacağız dostlar. Uyanık olacağız. Yaşadıklarımızı unutmayacak, unutturmayacağız. Şehitlerimize vefa borcumuz var. Borcumuzu ödersek on beş temmuz tarihe kara bir leke olarak yazılacaktır.
Hayırlı cumalar dostlar.