Yaşadığımız hayat, çoğu zaman bitmeyecekmiş gibi algılasak ta sonsuz değil dostlar. Başlangıcı olan her şeyin sonunun olması gayet doğaldır. İşte dünya hayatı da başladı ve bir gün bitecek. O günün ne zaman olacağı bilgisine sahip değiliz.
Bütün zorluklarına, sıkıntılarına rağmen yaşamak, nefes almak çok güzel. Geçici olduğunu bilsek te, dünyada olmak yaratanın bahşettiği en büyük nimettir. Önemli olan hayatı anlamına uygun, yaratanın istediği gibi yaşayabilmektir. Madem sonu var, o zaman iyi değerlendirmek en mantıklı davranış olacaktır.
Sonlu hayatımız bitince dostlar, sonsuz olan hayat başlayacaktır. Dünya ahiretin tarlasıdır. Burada ekip dikiyoruz. Hasadı ise sonsuz olan ebedi yurdumuzda yapacağız. Sonsuz aleme geçerken de kabirlerimizde istirahat ediyor olacağız dostlar.
Kabristanlar. Şehirlerin en sessiz ama en çok şeyi anlatan mekanları. Çam ağaçlarının gölgesinde istirahat ediyor sevdiklerimiz. Kuş cıvıltıları bozuyor çoğu zaman bu derin sessizliği. Belki de yaratanı zikrediyor kuşlar, dua ediyor kabir ahalisine.
Selam vererek girmeliyiz bu ulvi mekana. Efendimiz öğretiyor kabir ziyaretinin adabını bizlere. Edep içinde, saygıyla, en çok ta ibretle bakmalıyız mezar taşlarına. Bu sessiz mekan, aslında en büyük gerçeği haykırıyor yüzümüze. Bir gün evet bir gün bizim de bir mezar taşımız olacak. Her şeyi geride bırakıp kavuşacağız en sevgiliye. Dünya fani. Asıl olan ahiret hayatı. Bekleyenimiz var dostlar.
Kabir taşları ne çok şey anlatır bizlere. Herkes eşittir toprakta. Dünyada olduğu gibi insanlar arsında ayrım yoktur. Zenginde fakirde aynı toprağın altında yatar koyun koyuna. Esmer de beyaz da, genç te yaşlı da, yer bulur kendine toprağın bağrında. Sıra sıra mezarlar. Kiminde gelinlik kızlar, selvi boylu yiğitler, henüz üçünde beşinde yavrular, kiminde peygamberler. Kiminde de vatanını korumak için canından geçmiş peygamber komşuları.
Ecdadımız mezar taşlarına ayrı bir önem vermiştir. Kişinin geride bıraktığı son hatırası olduğu için mi bilinmez ama ayrı bir estetik vardır o dönem mezar taşlarında. Kadın mezarlarındaki taşlarda eşsiz işleme örnekleri göze çarpar. Ölen alim bir kimse ise mezar taşı ona göre işlenir, çocuk ise ona göre.
En çok ziyaret etmemiz gereken yerlerdir kabristanlar. Dua edip yaratana sığınacağımız, kendimiz için hazırlık yapacağımız yerler. Görünüşte sessiz ama mana aleminde ey insan o gün için hazırlan diye çığlıklar atan mekanlar. Dünya hayatına çok daldığımızda, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaya başladığımızda hemen hatırımıza gelmesi gereken yer olmalıdır kabristanlar. Ölüm var dostlar. Ne kadar kendimize, sevdiklerimize yakıştıramasak ta en büyük gerçeğimiz ölüm.
Dışarıdan sadece bir toprak yığını gibi gözükse de kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur dostlar. Cennet gibi bir kabir hayatı da bizim amellerimizin sonucu, cehennem gibi bir kabir hayatı da. Herkes dünyada nasıl yaşadıysa kabirde onun karşılığını görecek.
Hor bakma sen toprağa. Toprakta kimler yatar. Hani onca sevdiklerimiz, Peygamberimiz Muhammed Mustafa yatar. Bir gün bizim de bir mezar taşımız olacak dostlar. Henüz nefes alıyorken kendimize kabirde güzel bir hayat hazırlayalım. Öyle bir hayat yaşayalım ki dünyamız cennet, kabrimiz cennet, ahiretimiz cennet olsun.
Hayırlı cumalar dostlar.
MEZAR TAŞLARININ ANLATTIKLARI
05 Ağustos 2022, Cuma - 10:17