info @ giresunguncel.com.tr

Kutsal, ilahi olan, insanlar nazarında değerli olan,saygıyı hak eden,mahrem olan, değer veren kişinin kırmızı çizgisini oluşturan değerler sistemidir. Kutsal,yaradanın sınırlarını belirlediği ilahi yasalar olarak ta tanımlanabilir. İnsanın gözünde değerli olandır kutsal. İnandığı, saygı duyduğu ,değer verdiği,kalben tasdik ettiği en özel durumdur. İster ilahi olsun, ister insani olsun kutsal olan saygıya, hürmete layıktır. Kişinin burada tek beklentisi kutsalına saygı duyulmasıdır. İnsan olarak birbirimizden tek beklentimiz özelimize saygı duyulmasıdır. Zaten insanların,değer verdiği,özel olarak gördüğü değerlerine saygısızlık yapmak, insana bir değer yüklemek yerine bilakis değer kaybına sebep olur.
Allahımız kutsalımızdır. Yaradanımız, yardımcımız, dua ettiğimizde dualarımızı kabul edenimiz. Bütün kutsal değerlerimizin odak noktasında olan varlık. Peygamberimiz kutsalımız. Rabbimizin bize yol gösterici olarak gönderdiği, bize her şeyiyle örnek, rehberimiz, önderimiz. Kabul eden, inananlarımız için,örnek alınacak tek insan. Ümmetinin selameti için ömrünü harcamış, çilelere katlanmış,acıların en büyüklerini yaşamış alemlere rahmet efendimiz. Seviyoruz, saygı duyuyoruz, örnek alıyoruz, onun gibi yaşamaya çalışıyoruz. Efendimiz de saygı konusunda kırmızı çizgimizdir.
Ezan kutsalımızdır. Minarelerden günde beş kez, ilahi bir çağrı bizi huzura davet eder. Kimsenin kimseyi huzuruna kabul etmek istemediği durumlarda bile, ayrım yapmadan herkesi huzuruna davet eder günde beş kere. Gel ne olursan ol gel diyen Mevlananın çağrısı da bu yöndedir. İşte ezan okunduğunda namaza davet, yaradanın huzuruna davet var. Mümin davete icabet eder. Kulağı ezandadır müminin. Rabbim davet etse de davete icabet etsem diye heyecanla bekler. Heyecanı vuslata dönüşünce kavuşmanın lezzetini tadar.
Kabe kutsalımızdır. Rabbimizin yer yüzünde kurduğu ilk mabed. Yılda bir kere müminleri etrafında toplar. Günahlardan arınmanın adresidir Kabe. Her renkten, her dilden, her cinsten insanı bir olmuş görürsünüz Kabenin etrafında. Orada olmanın,çoklukta birleşmenin, günahlardan arınmanın lezzetini inanan,değer verenler alabilirler. Bu lezzeti alamayanlar zaten çok büyük kayıptadırlar. Bir de hakaret etmeyi marifet sayanlar. Aslında sözün burası onlar için söylenebilir. Peygamberimiz bizlere başkalarının kutsalına hakaret etmeyi yasaklar. Kimsenin inancına, özeline hakaret etmek bir müslümana asla yakışmaz. Peygamber tavsiyesi olması yanında, etik olarak ta, müslüman da asla olmaması gereken bir özelliktir bu.
Vatanımız da kutsalımızdır. Vatan olmazsa hiç bir şey olmaz. Vatanımız olmazsa ne ezan okunacak minarelerimiz, camilerimiz olur, ne de saygı duyulacak başka kutsallarımız olur. O yüzden vatan olmazsa olmazımız, bütün kutsallarımızın garantisi, bizi çevreleyen, birbirimize sımsıkı tutunmamıza yardımcı olan ana unsurdur. Görüyoruz değil mi savaş sonrası vatansız kalan insanları. Vatanları yok. Hiç bir şeyleri yok. Yaşantıları, kültürleri,değerleri her şeyleri alt üst bir hayatları var. Buna ne kadar hayat denebilirse.
Evet müslümanın kimsenin kutsalı ile işi olmaz. Ne kimsenin kutsalına hakaret eder, ne de kendi kutsalına hakaret edilmesine izin verir. Ezansız,Kuransız,vatansız, bayraksız yaşayamaz bir müslüman. Bu değerlerin hepsine sımsıkı sahip çıkmak zorundadır. Çünkü bu değerler olmazsa haysiyetli, onurlu bir yaşam sürülemez.
Hayırlı cumalar dostlar.......