Kelimelerini yükselt, sesini değil…
Yağmurdur çiçekleri büyüten, gök gürültüsü değil. Anlama, anlaşılma, sağlıklı ilişkiler kurma ihtiyacımızı karşılayabileceğimiz en etkili yollardan biridir kelimeleri doğru kullanabilme yeteneğimiz.
Kelimelerimizle zihnimizi inşa eder, kelimelerimizle hayatımıza yön veririz. Duygu ve düşüncelerimiz ancak kelimelere dökülünce var olmaya başlar. Tıpkı fotoğrafın banyo işlemine sokulduktan sonra görünmesi gibi kelimelerimiz de dilimizden yansımaya başladığında bizi var eder, görünür olur. O yüzden hem en değerli hem de en tehlikeli organımızdır dilimiz. Dildir insanı abat eden, dildir insanı berbat eden.
Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (SAV) kısa ve veciz sözü ile bize hatırlatır kelimelerin etkisini; “ Ya hayır söyle ya da sus.” Her sabah uyandığımızda bütün uzuvlarımızın (el,ayak, göz, kulak..) dile yalvarmasından bahseder Ebû Saîd el Hudrî; “Başımıza gelecek bütün felaketler senin yüzünden olacaktır. Öyleyse Allah’tan kork ve bizi felakete sürükleme. Çünkü sen doğru hareket edersen biz de selamete çıkarız, eğri yollara saparsan biz de saparız.”
Dilimizi kontrol edip kelimelerimizi güzelleştirdiğimizde Rabbimizin de bize bir vaadi vardır. “Güzel söz, kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. O ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir”. (İbrahim 14/24-25)
Kelimelerimizin hayatımıza yön veren etkisi geleneğimizde de önemli bir yere sahiptir.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağılı aşı, bal ile yağ ede bir söz;şiiri ile Yunus Emre, güzel sözün zehri bala dönüştüreceğini mısralara dökerken Mevlana ise Mesnevisinde her nefeste yeni biri olduğumuzu, her nefesin, içini doldurduğumuz kelimelerle bilmediğimiz bir aleme yolculuk ettiğini, sonra oradan tekrar hediyelerle bize geri döndüğünü anlatır.
Sözlerimiz ruh halimizi yansıtır aynı zamanda. Nasılsınız sorusuna eh işte nasıl olalım, idare ediyoruz, sürünüyoruz gibi kelimelerle cevap verdiğimizde oluşan ruh halimizle, Elhamdülillah çok iyiyim, Rabbime şükürler olsun cevabı ile oluşan duygu durumlarımız elbette birbirinden farklı olacaktır.
Yüce Rabbimiz İsrâ Sûresi 28. Âyette, ihtiyaç içinde olan yoksul Müslümanların geçimiyle ilgilenen, onların bakımını üstlenen Peygamberimiz(SAV)’den, imkânların elverdiği ölçüde onları rencide etmeden, yüreklerine işleyecek, rahatlatıcı ve motive edici söz söylemesini istemektedir. Bu, yokluğun bile güzel sözlerle telafi edilmesi, olumsuzluğun ferahlatıcı kelimelerle giderilmesi tavsiyesidir. Rasûlüllah (SAV)‘ın hayatında, “onlara güzel söz söyle” ifadesiyle yer bulan bu tavsiye bizim hayatımıza da bir ilke olarak yerleştiğinde, kim bilir nasıl sağlıklı ve güzel ilişkilere vesile olacaktır.
Marifet, baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakabilmekse eğer, denemeye değer.
Gülay AYAR
Uzman Vaiz