info @ giresunguncel.com.tr

Kabe, Allahın yer yüzünde insanlar için yarattığı ilk ibadethanedir. Müslümanların Kudüsten sonra ikinci kıblesidir. Bir Müslümanın dünya gözüyle görebileceği en muhteşem yapıdır Kabe. Çok sade olmasının yanında muhteşem bir çekiciliği vardır. Cezbeder mümin yürekleri, aşık eder alemlerin rabbine. Bu yüzdendir gidenlerin tekrar gitmek istemesi, deli gibi özlemesi.
Hac ibadeti Kabenin etrafında yapılan, zaman ve mekan açısından özellikleri olan bir ibadettir. Özel ve olmazsa olmaz sembolleri vardır haccın. Mesela ihramsız hac olmaz. Kabeden başka bir mekanda da hacı olunmaz. Arafata çıkmadan, o mahşeri prova etmeden de hacı olunmaz.
Hacı olmak Müslüman’a bir çok sorumluluk yükler. Hacı olmak yaratana söz vermek demektir. Dünya hayatını onun istediği gibi yaşamak, onun emirleri doğrultusunda yaşlanmak demektir. Hacı olmak, şeytanı taşlayarak hayatımızdan çıkarmamız demektir. Günahlarımızı itiraf edip, tövbe ederek doğduğumuz günkü gibi tertemiz olabilmek demektir.
Hacı olmak, memlekete dönüşte hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demektir. Hacı bütün kötü özelliklerini bırakmış, kirlerinden arınmış, adeta pamuk gibi bir insana dönüşmüş olmalıdır. Çocuklarına daha merhametli, daha anlayışlı, komşularına karşı daha nazik bir insana evrilmiştir. Bu gerçekten çok büyük bir dönüşümdür. Ticaretinde dürüst, alış verişinde doğru, sözünde samimi, dili tatlı bir Müslüman gerçekten hacı olmuştur. Hacının bu bilinçle hareket etmesi gerekir.
Hac bir devrimdir. İnsanın ruhunda yaşanabilecek en büyük dönüşümdür. Günaha alışmış bir beden, maneviyatını kaybetmeye yüz tutmuş bir ruh yeniden canlanır hac ibadetiyle.
Hacı olmak kolaydır da hacı kalmak daha zordur. Şeytan kazanımlarımızı elimizden almak için fırsat kollar. Ona bu fırsatı vermemek gerekir. Hacı elde ettiği üstünlüğü, ayrıcalığı kaybetmemek için büyük mücadele vermelidir. Bu mücadele ona dünya ahiret mutluluğunu kazandıracaktır.
Bu sene de hacılarımız arafata çıktılar. Allaha söz verdiler. Dualarını, tövbelerini yaptılar. Şehirlerin anası Mekkede vazifelerini yerine getirdiler. Şimdi yurda dönüşler başladı. Gidenler çok özleyecek Kabeyi. Tekrar gitmek isteyecek. Hac bir daha olmayacak ama umre yapma imkanı var.
Hacılar, Medinede efendimizi de ziyaret etme imkanı buldular. Medine, hicrette efendimizi nasıl bağrına bastıysa, hacılarımızı da öylece bastı bağrına. Gül kokulu efendimizin gül kokulu şehridir Medine. Sımsıcak bir samimiyetle karşılar ve öylece yolcu eder hacıları.
Hacı çok kısmetlidir. Allahın misafiri, peygamberinin misafiri olma güzelliğine erişmek, her kula nasip olmaz bir bahtiyarlıktır. Sırf bu yüzden verilen sözler unutulmamalıdır.
Hac yeniden doğmaktır. İkinci bir şanstır. Arınmak, temizlenmektir. Hayatı yeniden anlamlandırmaktır. Turistik bir ziyaret değildir. Gittim, gördüm, geldim değil, gittim, nefsimi öldürdüm ve yeniden doğdum diyebilmektir. Böyle değilse ne hac hac olmuştur, ne de giden hacı olabilmiştir.
Rabbim gönülden gitmek isteyenlere hacca gitmeyi, gidenlere de hacı olarak kalabilmeyi, hacı gibi yaşayıp, hacı gibi ölebilmeyi nasip eylesin duasıyla.
Hayırlı cumalar dostlar.