Bizler, Giresunlular olarak dedelerimizin iki cephede dört Giresun alayı kurarak gönüllü olarak ülkenin zor günlerinde cepheye koşarak vuruşmaya gitmelerinden ne kadar övünç duysak azdır. İki cephede dört Giresun alayı vardır, ikisi Sarıkamış yürüyüşüne katılmıştır. 1 Kasım 1914 tarihinde 89. Alay olarak Giresun, Trabzon, Hamsiköy, Torul, Gümüşhane, Bayburt, Aşkale, Ilıca, Erzurum’a, 15 Aralık 1914 tarihinde Pasinler, Narman, Oltu yoluyla Sarıkamış’a, 94. Giresun Alayı Giresun, Taşhan, Kulakkaya, Tamdere, Suşehri, Erzincan, Tercan, Aşkale, Ilıca, Erzurum, Tortum, Narman, Oltu yoluyla Sarıkamış’a ulaşmıştır. Bizler çocukluğumuzda toplantılarda, düğünlerde, bayramlarda, Ruslarla savaşmaya gitmiş ve bir daha dönmemiş, bir haber alınmamış sözlerini hep işitmiş ancak bunlar hakkında bilgi sahibi değildik.
89. Giresun alaylarının askerleri, Tortum, Narman, Oltu, Akşar boğazı - Allahuekber Dağları Sarıkamış hattında mücadele etmiştir. 94.Giresun alayı ise Akşar boğazına kadar, 89. Alayımızla birlikte savaşmış, Akşar boğazından Gaziler’e dönerek, Çakırbaba dağında Rusların ilerlemesini durdurmakla görevlendirilmiştir. 94.Giresun Alayı neferleri bugün, Gaziler sırtlarında, Gaziler Yayla Şehitliğinde ve üzerlerinde her yıl mor Sarıkamış kardelenleri büyüyen Çakırbaba Dağları yamaçlarında, meçhul şehitliklerinde ebedi istirahatlarında huzur içinde yatmaktadırlar. Kahraman Giresunlu şehitlerin anısına, Prof. Dr. Bingür Sönmez, Gaziler Yaylası’na bir anıt yaptırdı.
Tortum’un eski adı ‘Gince’ sırtları Alparslan Mahallesi’nin adını merhum, şehit 42. Alay Komutanı Tirebolulu Binbaşı Hüseyin Avni Bey’in kahramanca burada alayı ile birlikte savaşmalarından aldığını unutturmayacağız.
Sırtında 25-30 kilo donanımı elinde tüfeği olan uykusuz, yorgun, aç asker kan ter içindedir. Birkaç dakika çömeleyim dediği anda donma olayı başlamıştır. Savaş anılarında üç dört dakika çömeleyim demek cevap veremeyecek duruma gelmektir. Şehitlik bir bedeldir ve kutsal amaçlar için önemlidir. Ölüm bazen bir merminin bazen süngünün bazen de bir şarapnel parçasının ucunadır. Ölüm bazen bir uyku içinde gelir, bazen de acılar içinde gelir ve saatlerce sürer, bazen an meselesidir.
Kazım Karabekir Paşa Batıda ki cephedeki sıkıntının malzeme ve entrika olduğunu Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya yazıyordu; “Anarşi ve entrikaya karşı esaslı çare Ankara’da Kars’ta Muhafız Taburu olarak bulunduğum bin kişilik Giresun Gönüllü Taburu güvenilir b ir kuvvetti. Bunları fikren de iyice hazırlayarak 23 Kasım 1921 de Kars’tan Ankara’ya gönderdim.” (Kaynak: Benim Güzel Giresunum)