Bu günlerde pekte hayırla kalkamıyoruz yataklarımızdan. Öncekiler kadar tatlı değil uykularımız. Dinlenemeden, göz altlarımız şişmiş bir vaziyette uyanıyoruz. İlk yaptığımız şey haberlere bakmak. Çaresiz katliamın bitmesini bekliyoruz. Gönder ordularını ya Rab, yetiş imdadımıza.
Kıymetli dostlar, Filistin’de tüm dünyanın gözleri önünde bir katliam yaşanıyor. Gücü elinde tutanlar kadın, çocuk, yaşlı demeden binlerce masumu şehit ettiler, etmeye de devam ediyorlar. Modern dünya denilen tek dişi kalmış canavarlar ses çıkarmıyor, ses çıkaranı da zalimi destekliyor. Yıllardır çeşitli bahanelerle evlerinden edilen, her türlü zulme uğrayan, şehit edilen bir millet ilk kez yapılanlara karşı büyük bir tepki verdi. Tüm gücüyle saldırdı zalime. Zaten bir açık hava hapishanesinde ölmeyi bekleyen milyonlarca insan var Gazzede. Denize kıyısı olan bir yer Gazze. Etrafı duvarlarla çevrili olduğu için o denizi hiçbir zaman göremeden şehit oldu çoğu. En acısı da dostlar bütün bunlar yaşanırken İslam alemi sessiz, ya da cılız sesler çıkarıyor.
Bir çocuk gördüm Gazzede, Kudüste. Elinde oyuncağı. Sımsıkı kucaklamış onu. Bir enkazın yanı başında duruyor. Dumanlar yükseliyor her yerden. Tekbirlerle bir şehit cenazesi çıkarıyorlar enkazdan, bir de oyuncağına sımsıkı sarılmış çocuğu. Ne yaşadığını anlayacak yaşta değil. Olanı biteni çocuk masumiyetiyle seyrediyor sadece. Eğer o da şehit edilmez ve yaşananları anlayacak yaşa gelirse anlatacaklar baban şehit oldu diye. Bir kadın, dizlerini dövüyor ağıtlar yakarak. Taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmamaya yemin etmiş zalimler. Ölüm yağdırıyorlar Gazze’nin üstüne.
Bütün bunları izlerken boğazımız düğümleniyor. Sosyal medyada yazılıp çizilenler, insanların bilgisizce konuşmaları, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı kahrediyor bizleri. Mescidi Aksa sadece Filistin’in problemi değildir dostlar. Bütün İslam aleminin, hatta bütün kutsal dinlerin problemidir burada yaşanan zulüm.
Şöyle bir düşünelim dostlar. Bir akşam evimizde çocuklarımızla oturuyoruz. Birden kapı çalınıyor. Ellerinde silahlarıyla askerler kapımıza dayanıyor. Yıllardır yaşadığımız bu evden, hatta vatanımız olan bu şehirden gitmemizi istiyor. Kabul etmiyoruz doğal olarak. Bitmeyen bir zulüm başlıyor. Ölümüne bir zulüm.
İsrail denen yer böyle kuruldu dostlar. Vadedilmiş topraklar masalıyla alındı asıl sahiplerinin elinden toprakları, evleri. Yaşam zorlaştı herkes için ama en çok ta çocuklar için.
Kimi evinin bahçesinde oynarken bomba atıldı üstlerine. Sonra terörist oldukları söylendi tüm dünyaya. Kimisi on üçüne yeni girmişti, tutuklandı direniyor diye. Çocukluğunu zindanlarda, gün ışığı görmeden geçirdi. Kiminin de kolu, bacağı, gözü kulağı alındı kendisinden.
Çocukluğunu enkazın altında, parmaklıklar ardında, şehit olan anne babasının hikayesinde bırakan çocuklar gördüm Gazzede. Zalimin zulmüne seyirci kalanların, yüreği hiç acımadan zalimi haklı görenlerin, çocuk gülüşünü söndürdüğüne şahit oldum. İçimizin yangını sönmeyecek Mescidi Aksa özgür olmadan. Hiçbir şey yapamıyorsak, dua edelim Gazzenin masumları için. Şunu hiçbir zaman unutmayalım onların imtihanı zor. Ancak şehit olmak gibi bir erdemi nasip ediyor yaratan onlara. Peki ya biz. Biz sıcak yuvalarımızda, hiç gündemimize bile almıyorsak bu zulmü biz neyi hak ediyoruz? Unutmayalım ki herkes hakkettiği karşılığı elbet bulacak.
Rabbim mazlumların yardımcısı olsun.
Hayırlı cumalar dostlar.
GAZZEDE ÇOCUK OLMAK
20 Ekim 2023, Cuma - 13:54