Türk ordusunun destan yazdığı Sakarya Meydan Muharebesi sadece Kurtuluş Savaşı’nın değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ve temelinin başlangıcı olan bir ölüm kalım savaşıdır. Bunun için yeri zamanı gelmiş iken Türk tarihinin son yıllarında Osmanlı toprakları ve sonrasında Sevr Antlaşmasının kabul edilmeyerek daha öncesi yıllarda olduğu gibi, vatan topraklarının herhangi bir bölgesinde olumsuzluklarda Giresunlular, gönüllü alaylar kurarak cephelere vuruşmaya koşan Giresunlu dedelerimizin ninelerimizin aziz ruhları önünde saygı ile eğiliyoruz.
42. Ve 47. Gönüllü Alaydan başta Tirebolulu Binbaşı H. Avni Bey, alayının ön saflarında göğüs göğse çarpışırken askerlerine örnek olarak şehit olmuş ve 3 bin kişilik alayından 84 kişi sağ kalmıştır. Yine 47’nci Alay Komutanı Milis Binbaşı Osman Ağa’nın alayından da kalan 285 kişiydi. İki alayında silah ve cephanelerini Osman Ağa’nın kendi parasıyla görevlendirdiği Bilal Kaptan temin etmişti. Onlar Türk Milleti’nin destan yazdığı Sakarya Meydan Muharebeleri sadece kurtuluş savaşımız değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulması yolundaki ölüm kalım savaşının sonuçlarının zirvesinde ki destanla yazılan sonuçlarıdır. Osmanlı Devleti’nin 1.Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes anlaşmasının 7’nci maddesine göre İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durumu bahane ederek istedikleri bölgeleri işgal edebileceklerdi. Bu antlaşmanın hemen ardından işgallere başladılar. 13 Mayıs 1918’de İngilizler İstanbul’u işgal ettiler ve boğazların kontrolünü ele geçirdiler. İngilizler ayrıca Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urfa ve Kars’ı işgal ettiler. Fransızlar Trakya’da ki demir yolunun önemli istasyonlarını Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon İstasyonunu İngilizler tarafından işgal edilen Güneydoğu’da ki bazı iller daha sonrasında Fransızlara terk edildi. İngiliz orduları Maraş, Antep, Urfa, Adana ve civarını işgal etmişti. Musul’da ki petrol kaynakları için Fransa ile Antep ve Urfa civarı Fransızlara bırakıldı. İtalyanlar ise Antalya, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Marmaris’i işgal ettiler. Konya ve Akşehir’e asker yolladılar.
Mondros Mütarekesi’nin Doğu Anadolu’da 6 vilayetin Ermenilere bırakılacağına ilişkin maddesi Ermenileri harekete geçirdi. Türklere zulüm ve baskı yapmaya başladılar. Kozan, Osmaniye, Mersin, Adana’ya Fransızlarla birlikte Ermeni çeteleri de getirdiler. Yunanlılar kendilerine vaat edilen Ege Bölgesi’ni ele geçirmek üzere İngiliz, Amerika ve Fransız savaş gemilerinin koruması altında 15 Mayıs 1919’da İzmir’e girdiler. Daha sonra yine Yunanlılar üç koldan Ege Bölgesi’ni işgal ettiler.
Yunan işgali 15 Mayıs 1919’dan 9 Eylül 1922’ye kadar 3 yıl sürdü. Yunanlıların başlıca hedefi Ankara yönünden ilerleyerek Türk ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ile direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmek, TBMM’yi dağıtmaktı. Böylece Türklerin azim ve direnme gücü yok edilmiş, Anadolu paylaşılmış olacaktı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün emir komutasında Türk ulusunun kanıyla yapılan ve dünya harp tarihine en uzun Meydan Muharebesi olan Sakarya destanı 23 Ağustos-12 Eylül tarihleri arasında yapılan ve 22 gün 22 gece devam etti. 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son buldu.
Atatürk, Sakarya Meydan Muharebeleri sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmişti; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır, vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez.”
Atatürk 1930 yılında, Türk ordusunun komutanlarına şu uyarıları yapmıştı; ‘Kumandanlık vazife ve mesuliyet yüklenecek kadar omuzlarında ve dimağında kuvvet bulunmayanların kıyafetlerle karşılaşması mukadderdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ordusu istilalar yapmak veya saltanatlar kurmak için şunun eline ihtiras ayeti olmaktan münezzehtir. İnsanca ve müstakil yaşamaktan başka gayesi olmayan milletin aynı idareye bağlı ve yalnız olan evren etabı ve sadık öz evlatlarından mürekkep muhterem ve kuvvetli bir ayettir.”
15 Temmuz darbe girişimine katılan alttan üniformalı teröristler bu şanlı tarihimiz Atatürk’ün muhteşem açıklamalarıyla ne yazık ki nasiplerini almamışlardır. Ve inanıyoruz ki Atatürk’ün şu muhteşem tanımına uygun sözleri ile ‘Ordu Türk ordusu.. Bütün milletin göğsünü itimat gurur duygularıyla kabartan şanlı ad.’ alacaklardır.