Önemli ve özel, biçim ve özüyle farklı, gündemi belirleyen haberlerle ve yorumlarla bir haftayı daha geride bıraktık. Özellikle Çavuşlu’nun çöp tesisi, göç gerçeğimiz, TMO’nun fındık satışı bunlardan sadece bir kaçıydı.
23 sayımızla bugün de bayilerdeyiz…
Gazetemize ilginize, ziyaretlerinize, destek ve katkı mesajlarınıza teşekkürler.
Bu hafta neler oldu, bu haftaya neler kaldı, gündemde ne var, neyi konuşacağız?
İşte birkaç başlık…
SORUNU SÖYLEYEN ÇÖZÜMÜ DE SÖYLEMELİ
Son dönemde bir alışkanlık gelişti: Sorunu söyleme, anlatma, sorunla ilgili bilgi verme…Terörden, işsizliğe, ekonomiye, eğitim, sağlık, dış-iç politikaya, kadar hemen her konuda bu böyle. Çık laf kalabalığı yap, iki ağdalı, üç cinaslı cümle kullan, oldu bitti, görevini yapmış sayılıyorsun.
Böyle mi olmalı, hayır!..
Bu alışkanlık giderek bir yönetim ve yönetici kültürüne ve geleneğine dönüşmemelidir.
Kimliği makamı ne olursa olsun bir kamu yöneticisi sorunla birlikte mutlaka çözümünü de söylemelidir. O soruna çözüm üretmelidir. Koltuğun hakkı ancak böyle verilir.
Giresun Gençlik Spor İl Müdürü Hasan Bulut’un da yaptığı bu. İl Genel Meclisi’ne sunum yapıyor, il genelindeki yurt sayısını, kalan öğrenci sayısını söylüyor. Sadece o kadar.
* * *
BİNAYLA ÖVÜNENLER, YURTSUZLUKTAN UTANIR MI?
Giresun’da 30 bine yakın üniversite öğrencisi var. Kredi Yurtlar Kurumu'na ait yurtlarda ise, sadece 6 bin 868 kişilik öğrenci barınabiliyor. İl merkezindeki fakülte ve yüksek okullarda 18 bin 942 öğrenci var ancak KYK’nın yurt kapasitesi 4 bin 730…
Bu hesaba göre sadece il merkezinde 14 bini aşkın öğrencimiz yurt’suz…Giresun öğrencilerini barındıramıyor. O çocukların büyük bölümü sağlıksız koşullarda, 1-2 odalı evlerde barınmaya beslenmeye ve eğitimlerini tamamlamaya çalışıyorlar.
Yazık değil mi? Sadece gösterişli okul binaları yaparak övünmek yetmez, o okullarda okuyan çocukları barındıramadığımızı düşünüp, biraz da utanmalı.
Ne düşünüyor örneğin bu kentin yerel yöneticileri, milletvekilleri ve asıl muhatap Rektör Prof.Dr.Yılmaz Can..
Bu kent süratle çocuklarımızı barındırma konusunu gündeme almalı. Rant dışında bu kente bir de ‘insani’ bir şey yapalım.
* * *
GEZMİŞ’İN PROJELERİ
Sayın Aykut Gezmiş’in hazırlattığı projeleri ve iddiaları hakkında başka bir gün uzun uzadıya yazacağım. Şu kadarını söyleyeyim: Giresun Adası’na teleferike karşıydım, hala karşıyım ve olmaya da devam edeceğim. Orası Hong Kong’daki bir adayla kıyaslanmayacak kadar önemlidir. Dünya da tektir, dünya insanlık mirasıdır. Antik çağ, ortaçağ, M.Ö 300’lü yıllara kadar giden tarihi ile içinde taşıdığı her biri ayrı dönemlere ait eserleriyle, kendine özgü endemik bitki örtüsü, deniz tadıyla, kuşlarıyla, günümüze kadar korunmuştur, korunmalıdır. Hem arkeolojik, hem de doğal sit alanıdır.
Nemrut, Van Kalesi, Efes’e, Göbeklitepe, Ayasofya, Aspendos neyse Giresun Adası’da odur. Oralara nasıl teleferik yapılmazsa, adaya da yapamazsın. Yaptırmazlar, bunu herkes bilir.
Doğru, oranın değerlendirilmeye, bir turizm ürünü haline getirilmeye, dünyaya sunulmaya ve ulaşım projelerine ihtiyacı var. Ama sadece teleferike değil.
Galiba teleferik diğer projelerin ‘süsü’…Asıl ‘proje’ ötekiler…
Sahilden gelip geçenler görsün diye Valinin birisi jeneratörlere ampul bağlatıp adayı güya ışıklandırmıştı ve herkesi kendimize güldürmüştük. Umarım yıllar sonra denize doğru sarkan teleferik telleriyle alay konusu olmayız.
* * *
FKB İŞÇİLERİ HAKLI
Ak Parti İl Başkanı Halit Tomakin’in sözleri yersizdi, gereksizdi. Bir kesimi kollar mahiyetteydi. Ama buna FİSKOBİRLİK işçilerinin gösterdiği sonuna kadar haklı bulduğum tepkinin de üzerinde durulmalı, değerlendirilmeli.
Çünkü FKB’nin TMO’dan fındık alması sadece işçilerin sorunu değildir. Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, birliğin diğer yöneticileri dururken, onlar cevap vermezken, çalışanları iktidar partisini muhatap etmenin izahını birisi yapmalıdır.
Ekmek, aş, üretim onların da derdidir biliyorum, sessiz durmamalıdırlar.
Kaldı ki Sayın Bayraktar da Ak Parti kökenlidir ve her fırsatta bunu söyler. FKB’nin TMO fındıklarından mamul yaparak iş, istihdam ve katma değer yaratmasına engel olanlar varsa ,bütün özelliklerini herkes gibi o da bir tarafa bırakmalıdır.
Yerimiz dar, panorama bu kadar. Haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın…