Kışı bizden önce geçiren güney yarım kürede üçlü salgın yaşandığını belirten İstanbul Arel Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, “Maske mesafe ve izolasyon önlemleri nedeni ile 2020 yılından beri bu enfeksiyonlar görülmemiş ve insanların bağışıklık sistemi tarafından unutuldu. Bu günlerde bu üç virüs aynı anda dolaşımda bulunmakta ve hızlı yayılmakta. Bu enfeksiyonlar solunum yolu virüsleridir. Damlacık enfeksiyonu, hava yolu ve temas ile bulaşmakta ve virüse maruz kaldıktan ortalama 2 (1-4) gün sonra bulgular başlar” dedi.

“RSV, masalar ve beşik rayları gibi sert yüzeylerde saatlerce hayatta kalabilir”

Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, “Respiratuar sinsityal RSV, genellikle hafif, soğuk algınlığı benzeri semptomlara neden olan yaygın bir solunum yolu virüsüdür. Çoğu insan bir veya iki hafta içinde iyileşir, ancak RSV özellikle bebekler ve yaşlı yetişkinler için ciddi olabilir. RSV, 1 yaşından küçük çocuklarda bronşiolit (akciğerdeki küçük hava yollarının iltihabı) ve pnömoninin (akciğer enfeksiyonu) en yaygın nedenidir. Çocuklar genellikle okul veya çocuk bakım merkezleri gibi ev dışında RSV'ye maruz kalır ve enfekte olurlar. Daha sonra virüsü ailenin diğer üyelerine bulaştırabilirler'' dedi.

Enfekte kişinin öksürme veya hapşırması sonucu oluşan virüs damlacıklarının solunum veya temas yolu ile alınması ile bulaştığını ifade eden Dr. Cihadiye Elif Öztürk, “RSV, masalar ve beşik rayları gibi sert yüzeylerde saatlerce hayatta kalabilir. Dokular ve eller gibi yumuşak yüzeylerde ise tipik olarak daha kısa süre yaşar. RSV ile enfekte olan kişiler genellikle 3 -8 gün boyunca bulaşıcıdır ve hastalık belirtileri göstermeye başlamadan bir veya iki gün önce bulaşıcı hale gelebilirler. Bununla birlikte, bazı bebekler ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, semptom göstermeyi bıraktıktan sonra bile 4 hafta kadar virüsü yaymaya devam edebilirler” ifadesini kullandı.

“Hasta kişilerin izole edilmesi çok önemli”

Bulaşma açısından mevsimsel grip, okullar ve bakım evleri de dahil olmak üzere kalabalık alanlarda hızlı bulaşma ile kolayca yayılacağını söyleyen Cihadiye Elif Öztürk, “Enfekte bir kişi öksürdüğünde veya hapşırdığında, virüs içeren damlacıklar (enfeksiyöz damlacıklar) havaya dağılır ve bir metreye kadar yayılabilir, bu damlacıkları soluyan yakınlardaki kişilere bulaşabilir. Virüs ayrıca influenza virüsleri ile kirlenmiş ellerle de yayılabilir. Bulaşmayı önlemek için insanlar öksürürken ağız ve burunlarını bir mendille kapatmalı ve ellerini düzenli olarak uygun şekilde yıkamalıdır. Kapalı alanlardan, kalabalık yerlerden uzak durmalı, maske, mesafe ve el temizliğine çok dikkat edilmeli, aşı olunmalıdır. Hasta kişilerin izole edilmesi çok önemlidir.” şeklinde konuştu.

Coronavirüsler ve influenza virüslerin yapıları dolayısıyla sürekli değişime uğradığını ve aşılanma ile uzun süreli bağışıklık olmadığını söyleyen Öztürk, “Aşıların belli aralıklarla yenilenmesi gerekmektedir. RSV aşısı yoktur” dedi.

“Bağışıklık sistemi her türlü enfeksiyondan korunmada rol alır”

Prof. Dr. Öztürk, beslenmenin bağışıklık için çok önemli olduğunu her gün probiyotik ve prebiyotik yemenin, B, C, D vitamini kullanmanın, düşük glisemik indeksli, proteinden zengin gıdalarla beslenmenin, açık havada spor yapmanın bağışıklığımız için çok önemli olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

“Bağışıklık sistemi her türlü enfeksiyondan korunmada rol alır. Bağışıklığın zayıflaması, bu virüslerle karşılaşıldığında hastalanmayı ve hastalığın ağır geçirilmesine neden olur. Küçük bebekler, hamileler, yaşlılar ve ek hastalığı olan kişiler bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için ciddi risk altındadırlar.”