HABER-YORUM
Daha çok nohut, bulgur, prinç, mercimek, arpa gibi tahıl ve tarım ürünleri faaliyet alanında olan Toprak Mahsulleri Ofisi, 2006 yılında FİSKOBİRLİK’in devre dışı bırakılmasından sonra fındık alımı için de yetkilendirildi.
TMO o tarihten bu yana kiralık depolar ve alım yerlerinde, fındık yetişen illerde de şubeler aracılığıyla açıklanan taban fiyatla üreticiden alım yapıyor.
Depolarındaki fındığı da ihale yoluyla satım yapıyor.
Kurulduğu günden bu yana taşradaki teşkilatlanmasını ve çalışmalarını şube müdürlüğü düzeyinde yürüten Toprak Mahsulleri Ofisi, yeniden yapılanma kapsamında Türkiye genelinde 12 bölge müdürlüğü kuracakmış.
Aldığım bilgiler böyle…
Bu müdürlüklerden birisine Giresun’un da talip olması bekleniyor, isteniyor.
Çünkü Giresun, dünyanın en kaliteli fındığının yetiştiği il, fındığın başkenti olarak biliniyor, fındık yetişen iller coğrafyasının tam ortasında, fındık borsası ve fiyatlar, piyasa ve fındık sektörünün alım-satım geleneği burada oluşmuş, sezon başlangıcı ve sonuçlarındaki bütün faktörlerde bu il belirleyici.
FİSKOBİRLİK burada kurulmuş, bir gelenek var yani.
Dolayısıyla tüm bu benzeri özelikler,TMO’nun bölge müdürlüğünün Giresun’a kurulmasını gerekli kılıyor ve diğer illere göre avantajlar olarak sayılıyor.
Adımız öne çıkıyor.
Hal böyle olunca...
Keşke olsa ama kısa dönemde FİSKOBİRLİK’in eski günlere geriye döndürülmesi de mümkün görünmüyor. Ak Parti, fındık politikasını, piyasayı belirleme, arz-talep düzenini TMO üzerinden yürüttü ve yürütecek gibi görünüyor.
Öyleyse fındığın ve üreticinin kaderini belirlemede en etkin kuruluş olan ve bulunduğu yörelere ciddi miktarda katma değer ve istihdam yaratan TMO’nun, Giresun’a bölge müdürlüğü kurması için bir kampanya başlatmalıyız.
İlimizin hiç olmazsa bir bölge müdürlüğü olsun.
Onure olalım. İki büyük şehir arasında var olduğumuzu hissedelim.
Fena mı olur?
İktidar milletvekilerinin bu konuda Ankara’da girişimlere başladıklarını biliyorum. Ancak onların ellerini güçlendirmek için başta Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, Ziraat Odası, siyasi partiler olmak üzere bir gündem oluşturulmalıdır.
Basın da buna sahip çıkmalıdır.
Diğer iller kulislere başladı, lobiler devreye girdi bile.
Bakalım bu önemli yarışta biz de yerimizi alabilecek miyiz, hakkımız olanı isteyebilecek miyiz?
Göreceğiz...