Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Cin, Giresun’da 10 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin de kaybolduğu sel felaketine küçük dere yataklarının neden olduğunu ifade ederek kurumuş dere yataklarının önemsenerek buralardan uzak durulması ve yetkililerin yapılaşmaya izin vermemesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Cin, şiddetli yağışlar sonrasında Giresun şehir merkezini de bekleyen tehlikeler olduğunu kaydetti.
Giresun’da yaşanan sel felaketinin ardından dere yataklarındaki yapılaşmanın önüne geçilmesi için çalışmaları başlatıldı. Coğrafya alanında çalışmalar yapan öğretim üyeleri, dere yataklarının onları besleyen yan kollarıyla birlikte ele alınmaları gerektiğini vurguladılar.
Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Cin, yaşanan sel felaketinde ana derelerdeki taşkından ziyade ana dereyi besleyen yan kolların sorun oluşturduğunu belirterek, “Ana dereyi besleyen çok sayıda yan kollar vardır. Daha küçüktür bunlar hatta bazıları yağış olmadığı zaman görünmezler bile. Sorunu aslında bu yan kollar meydana getirdi. Halbuki bu sel bize bu yan kolların da önemini öğretti. Onları da birlikte düşünüp ona göre önlem almamız gerekiyor” dedi.


“DERE YATAKLARI DARALTILMAMALI, AKSİNE GENİŞLETİLMELİDİR”

Prof. Dr. Dr. Cin, Karadeniz Bölgesi’nde bundan sonra da son selde olduğu gibi şiddetli yağışların olacağının öngörüldüğünü vurgulayarak, “Bundan sonraki süreçte küresel iklim ısınması nedeniyle daha şiddetli daha büyük beklenmedik yağışların olacağı öngörülmektedir. Giresun’da yağan yağmurda bu şekilde meydana geldiği için bu kadar büyük bir yağışın olması beklenmiyordu. Bunu da hesaba katarak dere yataklarının daraltılmaması gerekiyor aksine dere yatağını genişletmek gerekiyor. Derenin üzerine yapılan köprülerinde ona göre dizayn edilmesi gerekiyor. Akarsu nasıl aşındırıyor, nasıl taşıyor, nasıl biriktiriyor. Bu mekanizmayı dikkate alarak yapılaşmayı yapmadıktan sonra bu sorunları hep yaşayacağız” diye konuştu.

“Karadeniz Sahil Yolu dere yataklarıyla deniz arasında set oldu”
Şehir planlamaları yapılırken kuru dere yataklarının da dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Cin, “Şu anda suyun boşalacağı yerler insan eliyle yapılan yerlerdir. Buralar tıkanınca mutlaka dere yatağı dediğimiz kısımlara yöneliyor. Daha eğimli olan daha aşağıda olan yerleri su mutlaka buluyor. Karadeniz Sahil Yolu artık şehirle deniz arasındaki o bağlantıyı koparmış. Şehirde merkezinden geçen birçok kurumuş dere yatakları var ya da menfeze alınmış dereler var. Karadeniz Sahil Yolu bu dere yatakları ile deniz arasında set oluşturmuş durumda. Zaman zaman sağanak yağışlarda sahil yolundaki su taşkınlarını görüyoruz. Bu durumun bir gün daha büyük bir afet durumuna gelebileceği akıllardan çıkartılmamalıdır” şeklinde konuştu.

“Bu coğrafyaya uyumlu şekilde yaşamalıyız”
Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cin, yaşanan felaketin son olmadığını, öncesinde önlemlerin alınması gerektiğini belirterek “Yapmamız gereken şey bu coğrafyaya uyumlu bir şekilde yaşayacağız. Yani buraya ev yapılmaz, ev varsa bunu yıkalım, mantığından ziyade doğru yere ev kurmak ve o insanları orada tutmaktır. Çünkü insanların geçim kaynağı var orada. Giresun için bu sel felaketi son değil. Her felaketin sonrasında başka afetler de olur. Bizler bunu Giresun’da, Elazığ’da gördük, başka yerde de gördük. Afet sonrasında çok iyi çalışıyoruz. Afetin yaralarını kısa zamanda siliyoruz. Ancak afet öncesinde de iyi çalışarak, afetin tedbirlerini almalıyız.” ifadelerini kullandı.