Ispartaspor, Afyonspor, Sakaryaspor Akyazıspor, Bandırmaspor, Çanakkale Çanspor, Bulancakspor ve Giresunspor formaları giyen Güney, 20 yıl süren kalecilik hayatının ardından Giresunspor, Bulancakspor, İstanbulspor, Maltepespor, Rize Pazarspor, Trabzon Ofspor, Diyarbakırspor, Boluspor, Kocaelispor, Bandırmaspor, Eskişehirspor, Denizlispor ve Giresunspor gibi çeşitli takımlarda antrenör olarak görev yaptı.

Tecrübeli, araştırmacı ve yenilikçi kişiliğiyle görev aldığı kulüplerde kalecilerin performanslarının artırılmasında büyük rol oynadı. Küçük yaşlarda başladığı kalecilik tutkusunu oynadığı profesyonel liglerde geliştiren ve büyük başarılara imza atan tecrübeli antrenörümüz, 20 yıllık kalecilik hayatının ardından edindiği tecrübeleri yeni yeteneklere aktarmak üzere antrenörlük hayatına başladı. Uzun yıllar bilgi biriktiren antrenörümüzle, kaleciliğin incelikleri ve meseleleri üzerine konuştuk. 

Önce kalecilik, ardından da kaleci antrenörlüğüne uzanan süreçte İsmail Güney kimdir, biraz bahseder misiniz?

Bizim çocukluğumuzda futbol sevgisi bambaşka bir duyguydu. O yaşlarda yapabileceğimiz çok fazla aktivite olmadığından futbol maçları bizim için vazgeçilmek heyecanlardan bir tanesiydi. Maçlara giderdik ancak öyle orta tribünlere girmek kolay işler değildi. Tabi bizde maçları kale arkasından izlerdik. Orada kalecileri izlemek bana çok heyecan verici geliyordu ve bu heyecan zamanla tutkuya dönüşerek kalecilik hayatımın başlama hikayesini oluşturdu.

20 Yıl kalecilik kariyerim oldu. Ardından 2000 yılında kaleci antrenörlük kursunu bitirerek kaleci antrenörlüğüne başladım. Evli 2 çocuk babasıyım.

Sizce İyi bir kaleci antrenörü olmanın gerekleri nelerdir?

İyi bir kaleci olabilmek sürekli gelişim gösterebilmekten geçer. Kaleci Fiziksel olarak fit olmalı, donanımlı olmalı, bilgili olmalı, iyi topa vurabilmeli ve kendini sürekli geliştirmelidir.

Şöyle bir söylem vardır eğitmek için önce eğitimcilerin eğitilmesi gerektiği gibi. Bu noktadan bakarsak, Türkiye'deki kaleci antrenörü eğitimi ve Türk kaleci antrenörlerinin bugün geldiği nokta hakkında neler söylersiniz?

Teknoloji sürekli geliştiği için bilgiye ulaşmak günümüzde çok daha kolay hale geldi. Bu çerçeveden baktığımızda kesinlikle eğitimcilerin daha iyi eğitim alması gerektiğine inanıyorum. Özellikle fizyolojik olduğu kadar psikolojik olarak da donanımlı olması gerektiğini düşünüyorum.

Bir çok Avrupa ülkesinin iyi kaleci yetiştirebildiklerine dair söylemler var. Ama kalecilikte bir Türk ekolünden söz edemiyoruz. Bunun sebebi nedir sizce?

Aslında genel olarak bunun tesisleşme faktörü ile doğrudan alakalı bir durum olduğunu söyleyebilirim. Çünkü Avrupa’daki tesisleşme ve organizasyonu çok daha iyi bir durumda. Türkiye'deki profesyonel kulüplerin altyapılarında takımların 3'ü ve 4'ü aynı sahada antrenman yapıyorlar ve bu sahalar büyük çoğunlukla sentetik buna rağmen Türkiye' de de Uğurcan Çakır, Altay Bayındır gibi iyi kaleciler çıkartabiliyoruz.


Kaleci yalnız adam denilir her zaman. Karşılaşma sırasında yenilmiş bir golün faturası hep kalecilere kesilir. Bu açıdan baktığımızdan psikolojik olarak güçlü bir baskı ile mücadele ettiklerini söyleyebiliriz. Böylesine kritik ve stresli bir bölgede görev alan oyuncunun psikolojisi de diğerlerinden farklı olur. Psikolojik destek anlamında kaleci antrenörleri nasıl devreye girer?

Günümüz futbolunda kaleciye hep yalnız adam denilir ama ben bir futbol müsabakasının 11 kişiyle oynandığına ve yenen golün 11 kişi tarafından yenildiğine inanıyorum. Kalecilik oldukça stresli zor bir görev diyebiliriz. Bence kalecinin psikolojisinin diğerlerinden daha güçlü olması gerekir. Transandantal meditasyonu (kendi kendini motive edebilme yeteneği) çok iyi yapabilmesi gerekli. Biz kaleci antrenörü olarak her zaman fizyolojik antrenmanlar yaptırmıyoruz. Zaman zaman psikolojik antrenmanlar da yaptırıyoruz. Örneğin zor ve stresli bir müsabakadan sonra ilk antrenmanda oynayan kalecinin sinir sistemi bozuk olabilir ya da herhangi bir antrenmana çıktığında da sinir sistemi bozuk olabilir burada bu dengeyi iyi sağlayıp onların çok fazla sinir sistemini bozmayacak antrenmanlar yapılabilir. Daha eğlenceli ve fonksiyonel çalışmalar gibi.

Kalecinin psikolojisinin farklı olduğunu söylerken, bir de onlar için yapılan "deli" yakıştırmasını konuşalım. Bunun sebebini nasıl açıklarsınız?

Bu yakıştırmaya kesinlikle katılmıyorum. Sahada bulunan 11 kişinin en akıllısı bence kalecidir çünkü saha içerisindeki arkadaşlarını en iyi yönlendiren kalecidir. Önünde oynayan arkadaşlarını doğru yönlendirirse kaleye top bile gelmeyebilir. Bence bu durum bir kalecinin ne kadar akıllı ve mantıklı bir yaklaşım sergilediğinin göstergesidir.

Bir kaleci antrenörü olarak sizin kaleciden neler beklediğinizi sorabilir miyiz?

Ben kalecilerimle çalışırken planlamasını yaptığımız programı duvara asarım ve sadece o programa uymasını beklerim. Gerisi kendisinin özel yaşamıdır beni hiç ilgilendirmez.

Çocukların genel anlamda orta saha ve forvet mevkiinde oynamak istediklerini göz önüne alırsak kaleciliğe gönüllü çok sayıda aday bulunamaması da bir sıkıntı olarak değerlendirilebilir mi?

Bu konu ile ilgili size bir anımdan bahsedeyim. Bir gün bir antrenör gelişim seminerinde kaleciliğin fiziksel gelişimi ile alakalı bir ders anlatıyorum. Dersin sonunda bana çeşitli sorular sordular hepsini cevapladım. Ve ardından orda bulunan antrenör arkadaşlara şu soruyu sordum: kimi?, neden?, nasıl? kaleci seçiyorsunuz diye bir soru sordum ve üzülerek söyleyeyim ki istediğim hiçbir cevabı alamadım. Türkiye'deki bütün altyapılarda çalışan hocaların büyük çoğunluğu yıldız futbolcu çıkartma uğraşında 1.90 boyunda sol ayaklı sol kanat oynayan yetenekli bir çocuğun belki kaleciliğe de yeteneği vardır bunu denemeden nasıl bilebiliriz? Bence bunun en doğru yolu eskiden bizim çocukluğumuzda olduğu gibi gol yedikçe sırayla kaleye geçirmektir. Burada da uzun boylu ayak tekniği iyi atletik çabuk bir orta saha oyuncusunun kalecilik yeteneğini keşfedebiliriz.

Avrupa’da kaleci eğitiminin daha iyi yapıldığına dair bir söylem olduğundan ve Türk tipi kalecilerin varlığından bahsettik peki sizce nasıl bir kalecidir Türk tipi kaleci?

Günümüz futboluna bakıldığında artık Türkiye'de de kalecilerin eskiye kıyasla daha iyi eğitim aldıklarını söyleyebilirim. Ben burada Türk tipi ya da Avrupa tipi diye bir ayrıma katılmıyorum. Avrupa’da sadece sistemin ve organizasyonun daha iyi olduğunu düşünüyorum.

Geçmişte daha iri yarı kaleciler varken, bugün daha çevik ve hareketli kaleciliğe bir geçiş olduğu söylenilir mi?

Teknoloji her gün gelişiyor her gün yeni antrenmanlar çıkıyor. Eskiye oranla sadece kalecilik değil futbol da çok çabuk oynanıyor. Eskiden 1.90 boyunda bir kaleci çok uzun olduğu iddia ediliyordu buna orta saha oyuncuları da dahil. Bu boydaki kaleci ve oyunculara basketbol oynaması tavsiye ediliyordu. Günümüz futboluna bakıldığında Bundesliga da savunma oyuncularının boy ortalaması 1.94 kaleciler 1.90 ile 2 metre boyunda. Teknoloji geliştikçe hız da gelişiyor. Çok yakın zamana kadar 10 saniyenin altına düşmez denilen 100 metre rekorları günümüzde 9.58 saniyeye düşmüştür.

Son dönemde Türk kalecilerin sayısında bir artış gözlemliyoruz. Türk kalecilerin yeterince oynama şansı bulduğundan söz edebilir miyiz?

Burada Avrupa’ya baktığımızda bile kalecilerin büyük çoğunluğunun kendi ülke vatandaşı olduklarını görebiliriz. Bence kalecilerin kendi ülke vatandaşı olması gerektiğini düşünüyorum çünkü kaleci oyunu arkadan yöneten olduğu için öndeki arkadaşlarıyla iyi iletişim kurabilmeli.

Türkiye'ye gelen yabancı kalecilerle yerli kaleciler arasında bir kıyaslama yaparsak nasıl bir sonuca ulaşırız?

Türkiye'de çok iyi yabancı kaleciler var ama iyi olduğu kadar kötüleri de var. Türk kaleciler biraz daha profesyonelliğe önem verirlerse yabancı kalecilerden çok daha yetenekli olduklarını düşünüyorum.

Bildiğimiz kadarıyla sizin kaleci antrenmanlarıyla ilgili özel çalışmalarınız var. Bu konudan biraz söz eder misiniz?

Benim kendime özgü çalışmalarım vardır. Çalışmalarımı kendim yazar çizerim ve uygulamaya koyarım. Burada çalıştığım kalecilerin de özellikleri önemlidir. Hangi kalecinin fizyolojik olarak neye ihtiyacı varsa ona yönelik çalışmalar yaptırırım.

İyi kalecinin tanımını istesek, neler söylersiniz?

Psikolojik olarak güçlü fiziksel olarak atletik ve çevik aynı zamanda da karakterli olması gerekir.21 yıllık antrenörlük kariyerimde hiçbir kalecime yere yatın zaman geçirin gibi sahtekarca şeyler söylemedim.

Kalecilere ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Çok çalışmalılar profesyonelliğin gereğini en iyi şekilde yerine getirmeliler. Ahlaklı ve dürüst olmaları gerekir.  Türkiye'de sahtekarca zaman geçiren, oyunu soğutan hiçbir kaleci arkadaşım kalmaz.