Bu mikrop insan vücuduna solunum ve sindirim yoluyla girer. Çabuk fark edilip önlem alınmazsa vücudu zayıflatır, ölüme neden olabilir." dedi.Yaptığı açıklamada,"Mikroplar hangi organa yerleşirse hastalık o organın adı ile anılır. Akciğer veremi, kemik veremi, gırtlak veremi, deri veremi, ilik veremi gibi. Verem, insandan insana, hayvandan insana geçer. En yaygın olanı akciğer veremidir." ifadesine yer veren Günaydın şunları kaydetti: "Tıp bilimi ilerledikçe verem mikrobunu yok edici ilaçlar yapıldı. İnsanları bu hastalıktan korumak için aşılar bulundu. Verem aşısına BCG aşısı denir.

Verem aşısı ülkemizde ilk kez 22 Aralık 1952 tarihinde yapılmaya başlanmıştır. Bu aşıyı sağlık kuruluşlarında bütün insanlar ücretsiz olarak yaptırabilir. Zaman zaman kent, kasaba ve köylerde BCG aşı kampanyaları açılır, aşı yapılır. Bu aşı okullarda öğrencilere de uygulanır. BCG aşısı yapıldığında verem mikropları vücudumuza girse de bizi hasta etmezler. Son yıllarda verem hastalığı ile yapılan savaş başarıya ulaşmış, hastalık önemli ölçüde azalmıştır.

Yurdumuzda veremle savaşmak, kişilerin vereme yakalanmasını önlemek, hasta olanları sağlığa kavuşturmak amacı ile Verem Savaş Dispanserleri kurulmuştur.Verem Savaş Dispanserleri; halkı verem tehlikesine karşı uyarır. Onları bu konuda aydınlatır. Hastalanmamak içi neler yapılması, nelerin yapılmaması konusunda bilgi verir. Verem tedavisi için ilaçların teminini sağlar.

Verem, 1593 sayıyı Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile belirlenen halk sağlığını koruma amacıyla tedavisi zorunlu olan hastalıklar arasındadır. Kanun gereği tedavi olmamanın ve tedaviyi engellemenin yaptırımları mevcuttur. Ayrıca bu kanun ile verem hastalarına tedavi sürecince maddi yardımların yapılması devlet tarafından garanti altına alınmıştır” ifadelerini kullandı.