İletişimin tarihsel süreci, iletişim yöntemleri, kitle iletişim araçları ve propaganda konularının ele alındığı programda ilk insanın avcı-toplayıcı olarak yaşadığını ve hayatta kalabilmek için birbirleriyle iletişim kurduğunun ve ilk  iletişim sürecinin ses çıkarabilmelerini keşfetmeleriyle başladığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Anıl Uğur Oğuzcan; "İnsanlar doğayla mücadelesinde hem ses çıkararak hem de beden dilini; günümüzde bizim jest-mimik dediğimiz olguları kullanarak ilk iletişimlerini kuruyor. Daha sonrasında anlam yüklüyor. Anlam kurmaya başlayınca daha kompleks bir hal almaya başlıyor." dedi.
Dr. Gökhan Toptepe ise mağara resimlerinin iletişimdeki rolünü "Ortak bir dil keşfedebilmek adına doğada gördüğü imgeleri resmetme amacıyla mağara duvarlarına çizim yapan ilk insanlar, kendilerinden bir sonraya bir bilgi bırakmak istiyor. Aslında hayatta kalmak adına onları belirli bir kültürün içine almak istiyor ve zaten ilk toplum belirli kültürel adımların ortak atılmasıyla, belirli dilsel ve görsel kodların ortak kullanılmasıyla ortaya çıkıyor." şeklinde ifade etti.

Osmanlı Döneminde İletişim, İcatlar Sonrası İletişim ve İletişimde Gerçek ve Hakikat konularına değinilen programda günümüzde iletişim kullanımıyla ilgili bilgiler verildi.  Günümüz dünyasında kitle iletişim araçlarının hala var olduğunu ancak sosyal medya aracılığıyla kişilerin aynı zamanda haberin üreticisi konumunda olduğunu ifade eden Oğuzcan, "Kapitalist sistem çerçevesinde düşündüğümüzde sosyal medya platformlarının ilk kullandığımız şeklini düşünün; eşimizi, dostumuzu, akrabamızı bulmak için kullanıyorduk. Şu an tamamen bir pazar yeri, bir ticari alan." şeklinde konuştu.
Toptepe, yazıların eskiden anıtlarda, abidelerde, mezarlarda ve tabletlerde olduğunu ancak şu anda da "tablet" kelimesinin bize "tablet" olarak tekrar geldiğini ifade etti. İlk tabletlerin içinde aslında bugünkü emojilerle ifade ettiklerimiz olduğunu söyleyen Toptepe, "Bugün 'küresel köy' kavramı içerisinde belki aynı dili konuşmaya yavaş yavaş sürükleniyor, mecbur bırakılıyor olabiliriz." şeklinde konuştu.

Dr. Öğr. Üyesi Anıl Uğur Oğuzcan, günümüzde alternatifin çok olması nedeniyle doğru bir iletişimin mümkün olup olmadığının şüpheli olduğunu belirtirken, Dr. Gökhan Toptepe de,  "Çok fazla mesaj işlememiz gerekiyor günümüzde. 200 yılın içerisinde maruz kaldığımız iletilerin sayısı inanılmaz artmış durumda. Günün uzun bir süresini uyuyarak geçirsek, çok kısa süresinde ayakta kalsak bence ileteşebiliriz." şeklinde sözlerini sonlandırdı.