Dağlık Karabağ’ın Hocalı kasabasında 26 Şubat 1992 tarihinde 613 Azerbaycan Türkü'nün Ermeniler tarafından katledilişinin 29’uncu yıl dönümünde Giresun'da anma programı düzenlendi. O tarihte Hocalı’da Ermenilere esir düşen Dürdane Ağayeva, yaşadığı o zor geceyi anlattı.

Giresun Azerbaycanlılar Derneği, Dağlık Karabağ’ın Hocalı kasabasında 63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycanlının Rus destekli Ermeniler tarafından katledilişinin 29’uncu yılında katliamın kurbanları için anma programı düzenledi. Giresun Azerbaycanlılar Derneği Başkanı Elgün Memmedov, Azerbaycanlılara yapılan bu soykırımın planlayıcılarının yargılanmaları için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. Memmedov, “En modern silahlarla saldıran Ermeni kuvvetleri, Hocalı Türklerini en acımasız şekilde katletmiştir. Bu soykırım eylemi sonucunda resmi verilere göre 63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlı olmak üzere toplam 613 kişi 2 saat içerisinde canice katledildi. Binlerce soydaşımız ise esir alınmıştır ve çoğundan hala haber alınamamıştır. Hocalı faciası, tarihi hafızalardan hiç silinmeyen Holokost, Ruanda ve Srebrenitsa gibi korkunç trajedilerden hiçte farklı değildir. Adı geçen olaylar savaşlar tarihine sivil halkın soykırımı olarak eklenmiş ve tüm dünyada geniş yankı uyandırmıştır. Hocalı soykırımının planlayıcıları hiçbir cezaya tabi tutulmadıkları gibi günümüzde bile yaptıkları işkencelerle övünmektedirler. Bizim amacımız ise bu kişilerin adalet karşısında hesap vermelerini sağlamaktır” dedi.

1992 yılında 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece Hocalı’da yaşayan Dürdane Ağayeva, o korkunç geceyi anlattı. Yaşanan katliamın tanığı olan 49 yaşındaki Ağayeva, “Kış gecesi büyük bir faciaydı. Biz Gargar Deresi'ni geçip ormana doğru gittik. Hocalı Türkleri, Ermenilerden çocuklarını kurtarmaya çalışıyordu. Anneler, evlatlarını bağrına basarak o faciadan sağ çıkarmak istiyorlardı. Ancak Ermeni buna da imkân vermedi. Biz uzun ormanı geçtik ve Ağdam’a çok az bir mesafe kala Ermeniler, Hocalıların önünü kesip büyük bir soykırım gerçekleştirdiler. Bir anne evladını yerden kaldırıp götürmeye çalışıyor. Ermeniler arkasından mermiyi yağdırınca sırtını çevirdi ve vurulup yere düştü. 5 yaşındaki kızı anne anne diye seslendi. Annesi ölünce Ermeniler çocuğunu da orada öldürdüler. Anne ile çocuğun kanı birbirine karıştı. Ermeni budur, Ermeni teröristtir. Ermeniler o gece soykırım yaptılar” dedi.

“Esir kaldığım günlerde çok işkence gördüm”
Ermeniler tarafından esir alındığını anlatan Ağayeva, esir kaldığı 8 günde dehşet verici işkencelere maruz kaldığını söyledi. O zaman 20 yaşında olduğunu ifade eden Ağayeva, 8 günlük sürede 80 yıl geçirmiş gibi olduğunu belirtti. Ağayeva, “Ben ayağımdan gülle yarası aldım. Kardeşimle beraber Ermenilere esir düştük. Esir düştüğümde ben 20 yaşındaydım. Penceresi olmayan büyük ve iğrenç bir yerdeydik. Orada Ermeniler gelip çocukların yakasından tutup duvara vuruyorlardı. Silah çekip vurmak istiyorlardı. O dehşet günlerini hiç kimse unutamaz. Ben 8 gün esir kaldım. Esir kaldığım günlerde çok işkence gördüm. Konuşurken 8 gün çok az geliyor ama ben orada 80 yıl geçirmiş gibi oldum. O dehşet anları, o korkulu günler, o demir kapının her gün açılıp üzerime gelen eli silahlı sakallı Ermenileri görünce çok korkunç anlar yaşadım. Günlük şiddet gördüm, tehdit ettiler. O zamanlar 20 yaşında bir gençtim. Çok ağladım ve feryat ettim. Allah’tan dileğim vardı. Beni öldürmesin canımı kurtarsın diye” ifadelerini kullandı.