Şehre egemen tepede M.Ö.2. yüzyılda Pontus Kralı 1. Farnakes tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Günümüzde çoğu kalelerin aksine sadece bir tarihi varlık değil, yöre insanı tarafından aktif olarak kullanılan bir mesire yeri ve gezi alanıdır. Sur ve saray kalıntıları hala ayaktadır. Kalenin çeşitli yerlerinde, oyulmuş taş mağaralar ve tapınaklar bulunmaktadır. Kale surlarının parlaklığından kaynaklı o dönemlerde Bronz Kale olarak da anılmıştır. Tarihte savunması iyi ve alınması güç bir kale olarak tanımlamaktadır.

Öyle ki Giresun, savunma da her dönem oldukça iyi olan ve kurtuluş günü olmayan nadir şehirlerdendir. Bunun en güzel örneği olarak da Kalede en yüksek noktada Kurtuluş Savaşında büyük  yararlılıklar gösteren ve Atatürk’ün koruma komutanlığını yapan Gazi Osman Ağa’nın (Topal Osman Ağa) mezarı bulunmaktadır. Gönüllü 42. Ve 47. Alaylar Harşıt Vadisi’nde kurdukları  gönüllü alayla şehri savunmuşlardır. Ayrıca başka bir şehirde şehitliği bulunan tek il de Giresun’dur.

Kenti ikiye bölen yarımadanın en yüksek yerindedir. 500 metrelik parke ve beton bir yol ile ulaşılmaktadır

Giresun kalesi iç ve dış kale bölümleri olarak incelenebilir.Kente egemen tepe üzerindeki iç kalede saray kalıntısı vardır. Aristotoles, Neofitos, Giresun Eyaleti adlı yapıtında burayı yüksek duvarlı, savunması iyi ve alınması güç bir kale olarak tanımlamaktadır. Güneybatıdan başlayan kale duvarları kenti çevreleyerek kuzeydoğuya uzanmaktadır. Büyük kaba taşlardan örülmüş surların bir bölümü Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Yine Neofitos’un yazdığına göre tepenin batısındaki kayalarda küçük bir at kabartması vardır. Bunun Ayios İlyos’un gömütü üzerinde bulunduğu söylenmektedir. Daha aşağıdaki kayada görülen Bizans yazısında burada küçük bir kilisenin bulunduğu bildirilmektedir. Kalenin kuzeyinde çok büyük mağara sığınakları vardır.