Karavelioğlu, yaptığı araştırmalar sonucu marulun yanı sıra alternatif ürün olarak çilek üretimi de yapma kararı aldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden destek alarak bahçesinin 300 metrekarelik bölümünü daha çilek serasına dönüştüren Karavelioğlu, yılda 3,5 ton ürün almayı hedefliyor.
Mustafa Karavelioğlu, fındık tarımıyla ön plana çıkan bölgede seracılığın çok yaygın olmadığını söyledi.Fındığın yanında katma değer sağlamak ve alternatif ürün üretmek için marul serası kurduğunu belirten Karavelioğlu, "Önce seracılığı, sonra topraksız tarımı, sonra da marul üretmeyi öğrendim." dedi.
Karavelioğlu, şimdi de çilek serası oluşturduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:"Bölgede fındık tarımı haricinde alternatif ürünler çok düşünülmüyor. İklim değişikliği göz önünde bulundurulduğunda fındık dışında da ileride alternatif ürünler üretilmesi gerekecek. Çilek ve marul serası depolama alanlarıyla 2 bin metrekare, aynı alandan alacağımız fındık miktarı dönüm başına ortalama 200 kilogram, 400 kilogram fındığın kazancı da 16 bin liradır. İşçilik ve maliyetleri düşünürseniz kazancınız azalacaktır."
Karavelioğlu, alternatif ürünlerin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Ana ürün fındıktır ama Giresun tarımının gelişmesi için alternatif ürünlerin de üretiminin yapılması gerektiğine inanıyorum." diye konuştu.
Çilek dışında da alternatif ürün araştırmalarına devam ettiğini anlatan Karavelioğlu, son dönemlerde özellikle Tarım ve Orman Bakanlığının üretime teşvik konusunda ciddi destekleri olduğunu, kendisinin de bunlardan yararlandığını dile getirdi.
Üretim sorumlusu Murat Yiğenler ise topraksız tarım ile iki kat fazla ürün alabildiklerini söyledi.Yiğenler, sera içerisinde tozlanmayı bombus arılarıyla yaptıklarını ifade ederek, "Bu arılar, bal arılarına göre hem tozlaşmayı daha iyi yapıyor hem de çileğin oluşumunu daha iyi sağlıyor. Karadeniz ikliminde çilekte ilk yıl kök başına 500, ikinci yıl 750, üçüncü yıl tekrar 500 gram hasat yapılıyor. Bu yıl ise 3,5 ton civarında hasat planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
