CHP,İYİ Parti,Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nden ortak 2021 yılı fındık fiyatı açıklaması geldi. Yapılan ortak bildirgede maliyetinin 27 lira olduğu belirtilen fındığa en az 35 lira taban fiyat verilmesi gerektiği ve aynı zamanda üreticiye fındık alım garantisinin de verilmesi gerektiği söylendi.
Tüm üreticilerimize hayırlı bol kazançlı bir sezon geçirmelerini diliyoruz diyerek başlayan basın toplantısında yapılan ortak açıklamada ;”Dünyanın en kaliteli fındığını ve dünya fındık üretiminin %70’e yakınını ürettiğimiz halde maalesef her zaman için sahipsiz kalan fındığımızın acı gerçeklerini anlatmaya çalışacağız.
2021 yılı fındık sezonu başladı ama ortada fiyat yok. Üretici fındığını toplamaya başladı, 10 gün sonra büyük bir kesim fındığı harmana indirecek ve satmaya başlayacak. Ama ortada ne alıcı var ne de fiyat.
Bu sezon için ortada bir problem olduğu baştan belli olmaya başlamıştı. Çünkü yasak olmasına rağmen büyük alıcı firmalar ve ihracatçılar olmayan fındığın rekoltesini yüksek açıkladılar. Ve devletin yaptığı çotanak sayımını kabul etmeyip bir de üstüne bir daha rekolte saydırdılar.
Peki ısrarla niçin rekolteyi 2 kez yaptırıp, kendileri de 2 kez yüksek rekolte açıklıyorlar.
Fındık alım fiyatları belirlenirken -ister ihracatçılar olsun ister devlet olsun- genellikle yanlış olmasına rağmen rekolte üzerinden belirlenerek açıklama yapıyorlar” ifadelerine yer verildi.
Ortak açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi ;”Piyasada algılanan fiyat mantalitesi; “Ne kadar çok fındık o kadar az fiyat, ne kadar az fındık o kadar çok fiyat.” Sistem bu denklem üzerine kurulmuş ve tıkır tıkır işliyor. Niçin böyle bir sistem oturtulmuş, Türkiye’deki bir avuç ihracatçı ve özellikle de yurt dışındaki büyük çikolata firmaları daha çok kazansın diye. Ama bu sistem asla ama asla üretici lehine bir türlü işlemiyor. Devlet lehine de bir türlü işlemiyor. Çünkü devletin fındık ihracatından kazancı ortalama 3 milyar dolar. Peki yurtdışındaki alıcı firmalar ne kadar kazanıyor.? Sadece Ferrero firmasının yıllık cirosu 12 milyar euro. Ve 40.000 çalışanı var. Nerdeyse bütün ürünlerinde bizim fındığımızı kullanıyor. Diğer büyük alıcı firmaları saymıyoruz bile.
Sistem tamamen üretici aleyhine kurulu bir yapıya dönüştürülmüş ve yıllardır bu sistem üzerinden üreticinin alın teri sömürülüyor. 19 yıldır tek başına iktidar olan AKP hükümeti de zaman zaman üretici tarafında görünüyor olmasına rağmen, çoğunlukla bu yurt dışı alıcı firmaların taleplerine boyun eğiyor.
Rekolte bazlı fiyat belirlenmesi kesinlikle yanlıştır ve bir an önce bu yanlıştan geri dönülmelidir.
Geçen yıl satılan 1 kg. Fındık ile evimize 1 kg. Hamsi götüremedik. Şu anda piyasada 1 kg. Taflan 25,0 tl. 1 kg bamya 25,0 tl. 1 kg. Istavrit 40 tl. olmuştur.
1 kg. Fındığın maliyeti 27,0 tl’dir. Buradan AKP milletvekillerine sesleniyoruz, 35,0 tl’nin altında açıklanacak bir fiyat, üreticiye ihanettir. Yıllarır fındık üzerinden kazanç sağlayanların ekmeğine yağ sürmektir.
Fındık, “Stratejik ve Milli” bir ürünümüzdür. Türk fındığı ve üreticisinin korunması devlet politikası olarak benimsenmelidir. Çünkü hiçbir gideri olmadan net 3 milyar dolar döviz girdisi sağlamaktadır. Entegre ürünler çikolata vs. geliştirilip markalaşmaya gidilerek, bu döviz girdisini 15 milyar dolara çıkarmak imkânı vardır.
TMO Giresun’da bir bölge müdürlüğü kurmalıdır.
Lisanslı depoculuk ve ürün borsaları geliştirilip, stoklu çalışma imkânı sağlanmalıdır.
Fiskobirlik rehabilite edilmelidir.
Bölgede, fındığa dayalı gıda sanayisine teşvik verilmelidir.
Enflasyona rağmen, 4 yıldır dönüm başına 170 TL olarak ödenen alan bazlı destekler 250 TL’ye çıkarılmalıdır. Ve yasanın izin verdiği iller dışındaki illere alan bazlı destek ödenmemelidir.
Üreticiye FINDIK ALIM GARANTİSİ verilmelidir.
Maliyetlerin düşürülmesi için mazot ve gübre fiyatları desteklenmelidir.
Fındıkta alan toplulaştırma ve makinalı fındık tarımı devletin olmazsa olmaz önceliği olmalıdır.
Yaşlanan fındık bahçeleri hibe ve kredi uygulamaları ile yenilenmeli, yenilenirken de makinalı tarıma uygun teraslı dikim yapılmalıdır.
Fındık sanayiine dayalı üretim ve üretim makinaları teşvik edilmelidir.
Eğer dünyanın en kaliteli ve en fazla fındığını üreten ülke olarak daha çok kazanmak istiyorsak, yapacaklarımız bellidir. Daima üretici lehine çalışmalıyız. Yoksa bu üreticini ahı hepinizi yakar.