Giresun Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ali Kara yaptığı yazılı açıklamada ;”Koronavirüs salgınından evvelki sorunlarımızdan en önemlisi haksız rekabet ve işyeri açılışlarında ki kuralsızlık idi. Esnaf ve sanatkarlarımız maalesef herkesin yaptığı veya yapabileceği bir iş olarak değerlendiriliyor. Hiçbir eğitime tabi tutulmadan işyerlerinin açılması hem milli serveti heder ediyor, hem de açan kişinin birikimlerini götürüyor. Örneğin bir yerde bir fırın varken bitişiğine yeni bir fırın açılması iki işletmeninde pastadaki payını küçültüyor ve her ikisini de olumsuz etkiliyor. Bu gibi kuralsızlıkların önüne geçilebilmesi için ciddi fizibilite çalışmaları yapılmalı, ustalık belgesi uygulaması yaygınlaştırılmalı, mesleki ihtisaslaşmanın önü daha da açılmalıdır.

“Haksız rekabete dur denilmeli”

Oysa çok daha eskiden birbirine yakın olan işyerinde birinin sattığı ürünü çok zaman diğeri satmazdı. Mesela kasapta sadece kırmızı et satılırdı, tavuğu ise başka bir işyeri satardı. Günümüzde işyeri açılışında bir kuralsızlık olduğundan isteyen istediği yerde istediği bir meslek kolunda işyeri açabiliyor. Bu kuralsızlıkların yanı sıra pandemiden öncede esnaf ve sanatkarlarımızın en büyük sorunu AVM ve Zincir Marketlerin kuralsız olarak her köşeye her sokağa açılmaları ile haksız rekabet idi. Esnafımız büyük sermayeler karşısında rekabet etmeye çalışarak yaşam mücadelesi veriyor. Eskiden sermaye yükselişi esnaflıktan başlardı, girişimciler evvela esnaf olup işyeri açar orada pişer ve ardından sermayesini yükseltirdi. Sermaye yükseltmekteki en önemli rol esnafın başlangıç noktasından yükselişi idi. Türkiye’deki en büyük ticaret erbabı da bakkallık ticareti ve esnaflıkla işyerini büyütenlerdi. Günümüzde çok uluslu yabancı sermayeli şirketler binlerce şubesi olan marketler açabiliyor ve herşeyi satabiliyor. Sınırlı sermayesi olan bakkal, manav, kasap gibi işletmelerimiz bu çok uluslu büyük sermaye sahiplerine karşı hiçbir destek görmeden rekabet etmeleri bekleniyor. Tabiki bunlarla rekabet edemeyen esnafımız da yavaş yavaş piyasadan silinerek devlete katma değer üreten ve işsizliği büyük oranda kendilerine ve ailelerine iş imkanı sağlayarak önleyen bu kesim yok olmanın yanında marketler sayesinde sıcak para hareketi de başka yerlere giderek küçük iller ekonomik kıskaca terk ediliyor.

Bu kuralsızlıklardan muzdarip olan camia 2020 yılında dünyayı ve ülkemizi sarsan covit 19 salgını esnaf ve sanatkarlarımızın tamamını çok olumsuz etkilemiş başta kahvehaneler, kıraathaneler, çay bahçeleri, bilardo salonları, sinema salonları, hamamlar, eğlence sektörü, öğrenci servisleri, kantin işletmeciliği sektöründe faaliyet gösteren işyerleri salgının önlenmesi için alınan tedbirler doğrultusunda faaliyetlerine ara verildi. Okulların tatil olması ile birlikte okul kıyafeti satan konfeksiyoncu, ayakkabıcı, çantacı, kırtasiyeci esnafımız iş yapamaz hale geldi. Son alınan tedbirlerle birlikte faaliyetleri yalnızca paket servisi ile sınırlandırılan lokanta, kafe, pastahane gibi işletmeler iflaslarla karşı karşıya kalmış duruma gelmiştir.

Hükümetimizin bu süreçteki desteklerine teşekkür etmekle birlikte salgının sonlanacağı süre belirsizliğini koruması esnaf ve sanatkarlarımızı manen ve madden içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Bizler her daim devletimizin yanındayız ancak radikal tedbirler alınmasını ve daha fazla destek verilmesini beklemekteyiz. Özellikle kahvehane, lokanta gibi işletmelerimiz de gerekli tedbirler alınarak HES kodu kontrolleri ile kurallara uygun faaliyetlerine kısmi olarak başlatılmasını talep etmekteyiz. Bu kısıtlama sürecinin uzaması ve sadece esnaf ve sanatkarlara katı kuralların uygulanması, cenaze, kongre ve şehirlerarası seyahatlerdeki yumuşamaların ve resmi kurum hastanelerdeki hes uygulaması biz esnafa uygulanmaması yoğun bakımdaki esnaf ve sanatkarların akıbetinin entübe olması ile sonuçlanacağını ilgililere gerekli tedbirlerin alınması açısından vicdani bir görev olarak imdat çığlıkları ile hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.