Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Ofisi'nde düzenlenen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Kahramanmaraş merkezli iki depremin ve devamında gelen 12 bin artçı sarsıntının etkilerinin yaşandığı sıkıntılı bir dönemden geçildiğini söyledi.

Yaşanan bu depremlerin 11 şehirde büyük can kayıplarına ve ağır yıkımlara yol açtığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayatını kaybeden 45 binin üzerindeki her bir vatandaşımızın, yaralanan 115 bin insanımızın her birisinin acısı yüreklerimizdedir. Yaklaşık 14 milyon insanımızın hayatını doğrudan etkileyen, bunların 3,5 milyonunun ülkemizin diğer yerlerine göç etmesine yol açan bu felaketin yaralarını sarmak için gece gündüz çalışıyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, arama kurtarma işlemlerini enkaz kaldırma faaliyetlerinin, onu da yeniden inşa ve ihya çalışmalarının takip ettiğini anlatarak, "Hasar tespit çalışmaları bitince şehirlerimizde yapacağımız yeni konutların ve köy evlerinin sayısı netleşecek. Şu an için yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 214 bin binada 608 bin bağımsız bölüm belirledik. Depremzede vatandaşlarımızı şimdilik çadır kentlerde, konteyner kentlerde, yurtlarda, kamu misafirhanelerinde, otellerde misafir ediyoruz. Ayrıca köylerde ve diğer şehirlerde kiraladıkları veya kendileri için tahsis edilen evlere giden çok sayıda vatandaşımız da var." diye konuştu.

"Bu kadar büyük bir yıkım karşısında hayatı süratle normalleştirmek için önce insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamamız şart." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"İlk anda bu ihtiyaçlar arama kurtarma yardım ekibiydi. Bunu ekmek, su, çorba gıda tedariki ihtiyacı takip etti. Hemen ardından battaniye, giyecek, çadır, konteyner gibi barınma ihtiyacı geldi. Depremin ilk iki haftası geride kaldığında artık kalıcı barınma ihtiyacını süratle giderecek adımları atma mecburiyetiyle karşı karşıyaydık. Bu arada NATO'dan gelen, gerçekten çok çok kalite, bunun yanında İsviçre'den gelen çadırlar, onlar da bir kompleks halinde burada yerlerini aldı."

Zemin ve etüt çalışmaları bitmiş projelerden başlayarak hızla yeni konutların, yeni yaşam alanlarının inşasına başladıklarını anlatan Erdoğan, "Yeni yerleşimleri planlarken şehirlerimizin yönünü mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara, zemini sağlam yerlere döndürüyoruz. Kadim şehir yerleşimlerimizi ise tarihi ve kültürel varlıklarımızı da yaşatacak, aynı zamanda afetlere karşı güçlendirecek bir anlayışla ihya etmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatay mimariden taviz vermeyeceklerini vurgulayarak, inşa edilecek konutlarla ilgili şu bilgileri paylaştı:

"TOKİ'nin inşa edeceği konutlar zemin artı 3 veya 4 katlı, 3 oda 1 salon olarak yapılarak hak sahiplerine verilecektir. Yerinde ihya edilebilecek alanlarda da düşük yoğunluk, düşük kat ve güvenlik önceliğimiz olacaktır. Elbette yeni yerleşim yerlerini belirlerken bilim insanlarımızın, mimarlarımızın, mühendislerimizin, şehir plancılarımızın, onlarla birlikte yöre halkının görüşlerine göre hareket ediyoruz. Ancak acil işleri yaparken ülkemizi daha bütüncül bir afet hazırlığı ve yönetimi sistemine kavuşturacak vizyonu da ihmal etmemek gerekiyor."

Bugünkü toplantının gayesinin, ülkeyi Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli olarak tasavvur ettikleri böyle bir perspektife kavuşturacak sürecin fikri zeminini oluşturmak olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bu yaklaşımı oluştururken Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu afet kavramı altında toplanabilecek tüm tehlike ve tehditleri birlikte değerlendirmeliyiz. Deprem bunlardan biridir. Aynı şekilde sel, yangın, heyelan, kuraklık gibi diğer doğal afetleri de buna eklemeliyiz. Yetmez, ayrıca salgın hastalıktan teröre, sığınmacı akınlarından ekonomik krizlere, diğer unsurları da buna ilave etmeliyiz. Hiç şüphesiz yaşadığımız jeopolitiğin dayattığı terör, savaş, sosyal kaos gibi hususları da hesaba katmalıyız. Özetle, ülkemizin ve milletimizin varlığını, hayatını, geleceğini tehdit eden her krizi bir afet olarak görmek, öncesi ve sonrasıyla tedbirlerimizi buna göre düşünmek gerektiği kanaatindeyim." değerlendirmesinde bulundu.