tariercan @ yahoo.com

Minik bedenleri hak etmedikleri şekillerde toprağa vermeye devam ediyoruz. İki gün sonra da unutup hayatlarımıza devam ediyoruz. Dün Eylül,Leyla,Ecrin, bugün İkra Nur, yarın kim bilir hangi çocuğumuzu kim bilir hangi nedenlerle kalleşçe kaybedeceğiz.

Çevremizde kötü insanlar o kadar çoğaldı ki, insanlığımızdan utanır olduk…

Tarih 27 Haziran Cumartesi… Akşam saat 22.00 sıralarında 7 yaşındaki İkra Nur’un kayıp haberini aldım, yavaş yavaş da detayları öğrenmeye başladım. Sabaha karşı 03.00’e kadar bulunacağını ümit ettim.
Bir gazeteci olarak olayı duyar duymaz eldeki ilk bilgilerle olayı haberleştirmem gerekiyordu ancak yapmadım, yapamadım, konduramadım “öyle bir şey olmaz” diye kendi kendime söyleniyordum. Öyle ki bir çocuk kaçırıldığında aklımıza ilk gelenler;  taciz, tecavüz oluyor, insanın nutku tutuluyor.

Saat sabaha karşı 03.18’de ilk haberi geçtim. Sabah oldu,kalbime saplanmış bir ok, içim içimi yiyor, “inşallah bir sapığın eline düşmemiştir” diyorum, dualar ediyorum.

Köye geldiğimde Jandarma Özel Harekat, AFAD, AKUT, UMKE her yerde İkra Nur’u arıyorlardı. Arazi öyle zorlu bir arazi ki o yaşta bir çocuğun o arazi de kendi başına kaybolması bence mümkün değildi. Velev ki kayboldu diyelim, fazla uzağa gidemezdi, çünkü o daha küçücük bir çocuktu.  

Onlarca hektar alan kayıp başvurusunun ardından günün ilk ışıklarına kadar ve gün boyunca arandı, aramalar hiç durmadı ancak hiçbir ize rastlanılamıyordu.
Kaçırılma ihtimali güçleniyordu, içimizde ki sancı bu ihtimalle birlikte daha da artıyordu.

1 gün,2 gün,3 gün,4 gün derken artık bakılmadık yer kalmadı, “kaçırıldı bu çocuk” diyorduk, dualar ediyorduk inşallah çok acı çekmiyordur!
Derken 5’inci gün gelen haberle yıkıldık; dere kenarında cansız bedeni bulundu İkra Nur kızımızın, kaybolduğu yere yaklaşık 6-7 kilometre mesafede… İlk bulgulara göre, en başından beri korktuğumuz şeylere rastlanılmadığı da açıklandı. Ama öyle bir arazide o kadar uzak mesafeye kendi başına gidebilme ihtimalini ben hala göremiyorum.
Yetkililer gereken soruşturmayı yürütüyorlar, ihmal mi var, kaçırma mı var, yoksa başka bir şey mi var,sonucu bekleyip göreceğiz…

Çocuklar bizim geleceğimiz, yarınlarımız, yeter artık ölmesinler!..