info @ giresunguncel.com.tr

         Çocuklarımız hızla büyüyor ve bizden aldıklarını gelecek nesillere taşıyorlar. Onlarla bağımızı güçlendirmemiz, ilişkilerimizi güzelleştirmemiz, toplumsal bağlarımızın da güçlü ve sağlıklı olması anlamına geliyor. Kendilerine ait inanışları, hayat tarzları ve bizden bağımsız yaşamları oluşmadan önce çocuklarımıza saygılı olabilirsek, dürüst davranabilirsek elimizden geleni yaptık diyebiliriz. Onlara şartsız bir sevgi sunabilirsek yarınlarımıza umutla bakabiliriz.

         Ebeveyn-çocuk ilişkisi hayatımızın en değerli ve önemli ilişkilerinden biridir. Bu ilişki, anne babanın varlığında da yokluğunda da ömür boyu kişinin hareketlerini, duygularını ve düşüncelerini şekillendirir. Anne babaların tutum ve davranışları çocuk üzerinde kalıcı tesirler bırakırken, çocuğun yaşanmışlıkları da  anne babasını derinden etkiler. Kısacası anne- baba-çocuk ilişkisi; üzerinde düşünmeyi, emek vermeyi ve güçlendirilmeyi hak eder. Şimdi etraftan duyduğumuz şu sözleri inceleyelim: “Bizden her şeyi saklıyor.” “Bize karşı saygısız davranıyor.” “Bizi umursamıyor.” “Evin meseleleriyle ilgilenmiyor.” “İhtiyacı olmasa bir gün aramaz.” Bu ve buna benzer cümleler kuran ebeveynlerin, çocuklarıyla ilişkilerinden memnun olmadıkları ortadadır. Bu, gerçekten her iki taraf için de üzücü ve zorlayıcı bir durumdur. Oysa çocuğumuz kaç yaşında olursa olsun onunla sağlıklı iletişim kurabilmemiz mümkündür. Peki nasıl ?

          İlişkimizi asla ihmal edilmemesi gereken bazı sabit değerlerin üzerine bina etmeye özen göstermeliyiz. Huzursuzluk veren beraberlikleri, özlenen birliktelikler haline getirmek için beş altın kurala dikkat etmeliyiz:

DOST OLMAK : Çocuklarımızla ilişkilerimizi istenir ve özlenir hale getirmede çok etkili bir tutum da onları düşman gibi görmemek, onlarla uğraşmamaktır. Çocukları karşı cephede görmek, anne-babanın en kolay düşeceği tuzaklardandır. Anne-babalar çocuklarını yanlış yaparken yakalamak üzere değil, doğru davranırken yakalamak üzere izlemeye çalışmalıdır. Çünkü doğru davranıştan sonra teşekkür ve taktir gören çocuk, hep doğru davranmaya çalışacaktır.

SAYGI GÖSTERMEK: Peygamberimiz (SAV), “Küçüklerini sevmeyen, büyüklerine saygı duymayan bizden değildir” buyuruyor. Büyüklere olduğu gibi küçüklere de saygı duymak gerekir. İnsan yavrusu küçüklüğünden itibaren saygılı olunmaya layıktır. Çocuğa saygı, onun güzel özelliklerinden bahsetmek demektir. Onu can kulağıyla dinlemek, fikirlerine değer vermek, kendi çapında yapacağı projelerine destek vermek gereklidir.

BİR ŞARTA BAĞLI OLMADAN SEVMEK: Genelde çocuklarla konuşurken uyursan seni severim, uslu durmazsan sevmem, iyi not alırsan severim gibi cümleler kurarız. Böyle cümlelerle bir anlamda sevgimizi alet ederek istemediklerimizi onlara daha kolay yaptırma yolunu seçeriz. Aslında en öfkeli olduğumuzda bile sevgi vardır içimizde. Bu sevgiyi göstermek için şart  koşmak doğru bir yöntem değildir.

DÜRÜST DAVRANMAK: Çocuğumuz hangi şartta olursa olsun ona yalan söylemeyeceğimizi bilmelidir. Beraber olduğumuzda beyaz yalan, pembe yalan, laf oyunu, dalavere gibi davranışlarımıza şahit olmamalıdırlar. Elbette söyleyeceklerimizi erteleme hakkımız vardır ancak yalan söylemeye hakkımız yoktur.

GÜVENMEK: Güven duygusu, Müslüman’ın hayatındaki en önemli duygudur. Günümüzde en çok zedelenen duyguların da başında gelir güven duygusu. Ona güvenmek, başarabileceği işlerde sorumluluk vermek mutlu bir yaşamın başlangıcı olacaktır.

Rabbim evlatlarımızla huzurlu bir yaşam nasip eylesin. Selam ve dua ile